Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sahne Sanatları » "Geleceğin oyuncuları, izleyicileri yetişiyor"

"Geleceğin oyuncuları, izleyicileri yetişiyor"

"Geleceğin oyuncuları, izleyicileri yetişiyor"06 Şubat 2017 - 11:02
İBB Çocuk Tiyatrosu'nda sahnelenen 'Öteki Beriki İlerisi Gerisi'yi yazarı, yönetmeni ve küçük oyuncularıyla konuştuk
ASLI İZMİRLİ
 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çocuk Tiyatrosu’nun içinde yer alan, iki senede bir mezun veren Çocuk Eğitim Birimi’nin yıl sonu oyunu ‘Öteki Beriki İlerisi Gerisi’ bu sene ilk defa bir yıl sonu oyunu olmaktan öteye geçerek İBB Çocuk Tiyatrosu’nda gösterilmeye başlandı. Oyun, çocukların gözünden yetişkinleri, yetişkinlerin gözünden de çocukları anlatıyor ve tamamını çocuklar sergiliyor. Biz de oyunun yazarı Yonca İnal, Çocuk Tiyatrosu’ndan sorumlu genel sanat yönetmeni Tolga Yeter, oyunculardan Berra, Arda, Elfin, Emre ve Defne ile oyun hakkında konuştuk.
 
Çocuk eğitim birimi hakkında düşünceleriniz nelerdir?
 
Tolga Yeter: Çocuk eğitim birimi bizim nefes aldığımız alan. Bizim geleneğimiz olan usta çırak ilişkisinin başladığı yer. Çocuklar orada ustalardan ders alıyor ve ileride bu mesleği düşünüyorlarsa onlara referans oluyor. Eğer bu mesleği düşünmüyorlarsa da geleceğin tiyatro seyircisini yetiştirmiş oluyoruz.
 
Çocuk eğitim biriminin iki yılda bir mezuniyet için çıkardığı oyunun ilk defa tiyatrolarda da gösterilmeye başlanması hakkında düşünüyorsunuz?
 
T.Y.: Tabi ki gurur ve mutluluk verici bir şey. Ancak bu durumun daha önceki yönetimin bunu düşünmemiş olmasıyla veya daha önceki yıllarda çıkan oyunun daha iyi veya kötü olmasıyla bir ilgisi yok, yalnızca şartlar böyle gelişti. En azından çıkardıkları sonuç, onların rutin bir şekilde tiyatroyla ilgili bir devamlılıklarını destekliyor. Bu da mutluluk verici.
 
Oyuna hazırlanma sürecini anlatır mısınız?
 
Yonca İnal: Her iki yılda bir sekiz-on  yaşlarındaki çocuklara bir sınav yapıyoruz. 400 civarında başvuru oluyor ve içinden 30 kişiyi alıyoruz. İlk sene tamamen temel eğitimler oluyor, sonraki yıl ortasından sonra daha oyun odaklı oluyor. Asıl olarak ise, her öğrenci aldığımız yıl, nasıl bir oyun çıkaracağımızı genel hatlarıyla biliyor oluyoruz ve çocukları da biraz ona göre seçiyoruz. Bu ekiple de öyle oldu.
 
Çocukların dünyasından neler öğrendiniz?
 
Y. İ.: Biz büyüdükçe kabuklar yerleşiyor, etiketler ortaya çıkıyor, yetişkin oldukça çocukluğa dair şeyler kayboluyor. Ancak çocuklarla çalışınca tüm o duygulara geri dönüyorsunuz. Onların dünyaları daha doğal, saf, dürüst, kabuksuz, etiketsiz ve yalın. Rutin hayatta kaybettiğimiz her şey aslında onlarda var. Ben çocuklardan bunları öğrendim.
 
"En eğlenceli kısım sahnede olmak"
 
Oyuna nasıl hazırlandınız? Zor ve eğlenceli kısımlar nelerdi?
 
Defne: Bu oyuna hazırlanırken en zor kısmı heyecanımı yenip sakince rolüme gitmekti . En eğlenceli kısmı ise sahnede seyircilerin karşında olmak.
 
Berra: Benim için çok güzel geçti. Okulla hiç karışmaması beni mutlu etti. Başta derslerimi etkilemesinden korktum. Ama hiç öyle olmadı ve hem çevrem gelişti hem bilgi sahibi oldum. Hatta hiç yorucu gelmedi, eğlenceliydi.
 
Elfin: Çok eğlenceliydi. Birazcık yorucuydu ama insan sevdiği şeyi yapınca yorucu gelmiyor. Bu eğitimin sonunda çıkardığımız oyunda oynamak çok mutlu ediciydi.
 
Arda: Süreç ciddiyetle karışık eğlenceliydi.
 
Sizce yetişkinler bu oyunu neden izlemeli?
 
Defne: Çünkü çocukların yaşadıkları gerçek, asıl duyguları anlatıyor.  Çocuklar da izlemeli çünkü her gün yaşadıkları olayları görecekler. Genel olarak iki tarafın da hissettiklerini sahnede paylaşıyoruz.