Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » Simbart Projects'te tek günlük Baraka sergisi

Simbart Projects'te tek günlük Baraka sergisi

Simbart Projects'te tek günlük Baraka sergisi08 Mart 2018 - 04:03
Simbart ilk projesinin açılışını 11 Mart 2018 tarihinde Didem Erbaş'ın "Baraka" isimli sergisiyle yapacak. Tomtom Kırmızı'da düzenlenecek sergi Pazar günü 10.30-20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.

Sanatçıyı merkeze alan Simbart, genç sanatçıları ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden kürate edilmiş içeriklerle ön plana çıkarmayı hedefleyen bir sanat projesidir. Yaklaşık bir ay sürecek bu paylaşım süreci öncesinde ise her projenin açılışı bir Pazar günü, farklı mekanlarda, mekana özgü, pop-up sergiler ile gerçekleşecek.

Didem Erbaş'ın "Baraka" isimli sergisinin açılışı 11 Mart Parzar günü yapılacak. Sadece bir gün sürecek olan sergi, Tomtom Kırmızı'da 10.30 - 20.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek.

 

 

Sergi öncesi Fırat Arapoğlu'nun kaleminden "Baraka" üzerine bir yazı.

Mimarlık, zamanın ve yaşamın onun üzerinden okunabildiği bir niteliğe sahip; çünkü örneğin bir bina,  uzamda bir hacme sahip olmanın ve yer değiştirmenin, yani hareket ve zamanın, simgesidir. Peki, geleneksel mimarlık ve haritacılık algısına karşı çıkmak olası mı? Constant ve Asger Jorn’un mimarlık üzerinden hareket ederek, sanatsal avangard içerisinde, kültürel eleştiriler geliştirdikleri uygulamalarla, işlevsel mimarinin geleneksel temellerini reddedebildiklerini ve böylece yeni bir okuma geliştirebildiklerine şahit olduk. O halde, bu oyunbazlık diyebileceğimiz farklı önermeler, 21.yy. başında nasıl ele alınabilir? 

 
Coğrafya, sınırlara sahip bir disiplin ve farklı insan toplulukları ve mekanlara bağlı olarak, çok sayıda anlama geliyor. Coğrafyayı tanımlamak adına, dünya üzerinde gerçekleşen çok sayıda fiziki süreçler, insan örüntüleri ve bunların içsel ilişkilerinin birlikte, mekânsal bir bilim olduğu söylenebilir. Öyleyse, coğrafya üzerinden, göçebelik ve göçebe bir birey/toplum üzerine ne söylenebilir? Bir maceranın, bir yolculuğun anlık ya da kalıcı bir durağı nasıl inşa edilir ve ne gibi sonuçlara yol açar? Didem Erbaş, “Baraka”da mekanı yeni ve yaratıcı bir biçimde dönüştürme olgusunu, bireyin içinde bulunduğu ortamı değiştirme potansiyeli üzerinden ele alıyor. Mekanda yer alan enstalasyon iklim, barınma, korunma gibi nedenlerle inşa edilen geçici barınma olgusunu görselleştirirken, izleyiciyi insanlığın temel ihtiyaçlarına dair sorgulamaya geri götürüyor. Psikocoğrafya, kentin çevresinde sürüklenme ve göçebe dünyasının değerleri bir araya gelerek, bu “bir günlük” mekan deneyimini  teorik altyapısını oluşturuyor.  
 
Bu bir yola koyulma öyküsü… İçerisinde birçok rota ve sorular barındırıyor. İşte bu rotaları ve yol öyküsünü sanatçının resimlerinde görmek mümkün hale geliyor. Ama içinde şu soruları barındıran rotalar bunlar: Hangi yollara bakıyoruz? İçsel yollar mı? Yoksa dışsal mı? Rastgele mi? Planlı mı? Amaçlanan bu yolculukta bir yere varmak mı? Yoksa bir amaca sahip olmadan, gerçeklikten uzaklaşabilmek mi? Sergi, alımlayıcılarını bu sorularla baş başa bırakarak mekana davet ediyor, haritayı her bir izleyicinin kendisinin çizeceğini işaret ederek.  
 
Fırat Arapoğlu