Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » İki feminist sergi birden

İki feminist sergi birden

İki feminist sergi birden03 Temmuz 2017 - 10:07
Gaia Gallery feminist sanatçı topluluğu Guerrilla Girls'ün 'Avrupa'da durum daha da mı vahim?' sergisiyle, Türkiye'den altı kadın çağdaş sanatçının eserlerini bir araya getiren 'Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar - Kör Alan' adlı sergiyi bir arada ziyaretçilerine sunuyor
Dolapdere'de bulunan sanat mekânı Gaia Gallery, dün akşam açılan ve 13 Ağustos'a dek sürecek iki feminist temalı sergiye birden ev sahipliği ediyor. Bunlardan ilki, galerinin giriş katında yer alan, görsel sanatlar, politika ve kültürel çalışmalardaki cinsel ayrımcılık ve ırkçılık konularında 30 yıldan fazla süredir eserler sunan feminist sanatçı grubu Guerrilla Girls'ün sergisi. Galerideki sergi topluluğun 1986 yılındaki kampanyalarının çıkış noktasını oluşturan 'Avrupa'da durum daha da mı vahim?' sorusunu yeniden gündeme taşıyor. Serginin odak noktasında 2016 yılının yaz aylarında Guerrilla Girls’ün 383 Avrupa müze direktörüne mektup yazarak çeşitlilik konusunda 14 soruyu yanıtlamalarını istemesi yatıyor. Geri dönüş aldıkları (ya da almadıkları) yanıtlar 'Avrupa'da durum daha da mı vahim?' başlığı altında Ekim 2016'da Whitechapel Gallery, Londra'da sunuldu. Müze sergilerinde ve/veya koleksiyonlarında yer alan kadın sanatçıların yanı sıra; Afrika, Asya, Güney Asya ve Güney Amerikalı sanatçı sayılarıyla birlikte, soruları yanıtlayan müzelerin tam listesi, istatistikleri, analizleri ve direktörülerin yorumları da farklı biçimlerde sergide yer ediniyor. Serginin bir başka bölümünde ise sorulara yanıt vermemiş olan diğer müzelerin tam listesi yer alıyor. Sergi, Whitechapel Gallery, Londra işbirliğiyle ve Xavier Arakistain & Nayia Yiakoumaki’nin eşküratörlüğünde düzenleniyor.
 
 
Onlardan öğrenecek çok şey var
 
Küratör Nayia Yiakoumaki, "İstanbul'da bu eserleri göstermek Avrupa dışında bir ülkedeki izleyicilere Avrupa'nın nasıl olduğunu göstermek ilgimizi çekti. Bu eserlerin izleyicilerden nasıl tepki alacağını görmek bakımından önemli," diyor. Küratör aynı zamanda Guerrilla Girls'ün günümüzde neler temsil ettiğine ilişkin olarak da "Hepimiz açık görüşlü, özgürlükçü ve feminist olduğumuza inanıyoruz. Müzelerin kapılarının kadın sanatçılara ve herkese açık olduğunu düşünüyoruz, ayrımcılığın geride kaldığına inanıyoruz. Ama Guerilla Girls'le tanışmak ve onların ne kadar bilgi sahibi olduğunu görmek bize hala işaret ettikleri sorunların devam ettiğini gösteriyor. Bize oldukça önemli bir ders verdiler," diye belirtiyor.
 
Müzeler sanatı mı gücü mü temsil ediyor?
 
Guerrilla Girls ise sergiye ilişkin açıklamalarında, "Bu projeyle şu sorunun yanıtını aramak istedik: Bugün müzeler çağdaş sanatın mı yoksa para ve gücün mü çeşitlilik tarihini temsil ediyor? Alt metinlere, görünmeyen hikayelere, üstten bakılanlara ve adaletsizliklere odaklandık. Sanat sadece küratörlerin, sanat simsarlarının ve koleksiyonerlerin büyük ölçüde popülerliğini kazanmış az sayıda sanatçılara indirgenemez. Velev ki, müzeler ve sanat mekanları iddia ettikleri biçimde kültürel çeşitliliği değil, gücü ve varsıllığın tarihini temsil etmekte," diyorlar.
 
 
Ursula K. LeGuin'den ilhamla
 
Türkiye'den altı kadın çağdaş sanatçının Gaia Gallery’de kolektif olarak açtığı 'Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar - Kör Alan' sergisi, “Toplumsal beklentiler dahilinde yaşanan ve göz önünde olan her şey cinsiyete dairken kör alanların bir cinsiyeti var mıdır?” sorusuna cevap arıyor. Ayşecan Kurtay, Ayşegül Sağbaş, Beyza Boynudelik, Didem Ünlü, Furuzan Şimşek ve Nur Gürel’den oluşan bir grup kadın sanatçının Gaia Gallery’de hazırladığı Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar - Kör Alan isimli sergisi, 2015 yılında TÜYAP Sanat Fuarı dahilinde sergilenen ve Ursula K. Le Guin’den ilham alan Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar sergisinin devamı niteliğinde. Çalışmalarında deneysel ve interaktif bir alan yaratan bu isimler, sergide bir sanatçı kadın evi atmosferinin hissedildiği mekan kurgusu yaratarak: “Sanatçı kadının rutinlerini, düşlerini, günahlarını kurguladığımız bu mekan, yaşadığımız coğrafyanın toplumsal ve kültürel tüm sorunlarını kendi seçimlerince deneyimleyen kadın ve sanatçı olma hali üzerinden bir okuma yapmaya olanak sağlıyor,” diyorlar.