Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » İki dünyanın ressamı: Feyhaman Duran

İki dünyanın ressamı: Feyhaman Duran

İki dünyanın ressamı: Feyhaman Duran12 Ocak 2017 - 11:01
Sabancı Müzesi bugünden itibaren ‘Feyhaman Duran. İki Dünya Arasında’ adı altında Feyhaman Duran’ın sergisini ağırlıyor. 1000 eserden ve ressamın evinden getirilmiş parçalardan oluşan sergi, sadece ressamı değil, dönemin sanat dünyasını tanımak için de biçilmiş kaftan
FİSUN YALÇINKAYA
 
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, bu sene 15. yılını kutluyor. Bu kısa süreye unutulmaz sergiler sığdıran müze, bu vesileyle yaptığı etkinliklerden ilkinde özenini ve detaycılığını gözler önüne serdiği, dev bir sergi hazırladı: ‘Feyhaman Duran. İki Dünya Arasında’. Sabancı Holding’in katkısı, İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle hazırlanan ve dün düzenlenen bir basın toplantısıyla tanıtılan sergi, 1000’i aşkın parçanın titizlikle bir araya gelmesinden oluşuyor. Sergi, 1914 Kuşağı’nın önde gelen temsilcilerinden olan sanatçıyı, resimleri, eskizleri, poşadları, hatları, evinden eşyalarla oluşturulmuş odaları, yaşamı boyu ayrılmadığı kendisi gibi sanatçı olan eşi Güzin Duran’ın üretimlerine kadar ona ait görkemli bir seçkiyle bugüne taşıyor.
 
Sergi alanında izleyicileri ilk olarak 1886 - 1970 yılları arasında yaşamış Duran’ın hayatının detaylarla anlatıldığı bir kronolojik tablo bekliyor. Burada hem Duran’ın ailesi ve çocukluğuyla ilgili bilgiler, eğitimi, eşi Güzin Duran’la evliliği, ressam ve eğitmen yönü hakkında bilgiler hem de dönemin önemli olayları anlatılıyor. Sergi tıpkı bu kronolojik tabloda amaçlandığı gibi ressamı anlattığı kadar dönemi ve ressamın nasıl bir atmosferde hayatını geçirdiğini aktarmayı da hedefliyor. Böylece Osmanlı geleneğinde yetişmiş bir sanatçının Cumhuriyet döneminde nasıl yaşadığı da gösterilmiş oluyor. Kronolojik tablonun hemen bitiminde Amsterdam’daki EYE Museum’dan getirilmiş 1910’lar İstanbul’unun olduğu bir film gösteriliyor.
 
Soldan sağa: 'Otoportre' ve 'Safiye Ayla'
 
Babasından nasihatler
 
Ardından sağ tarafta Duran’ın henüz 6 yaşındayken kaybettiği babasının ona nasihatlerini yazdığı ‘Pend-i Hayri’ adlı şiiri duruyor. Bu dokunaklı şiir, içtenliğiyle izleyicilerin okumaktan en keyif alacağı kısmı oluşturuyor. Hemen sonrasında Duran’ın portreleri, ardından 1911’de gittiği Paris’ten görüntülerin bulunduğu filmler yer alıyor. İki duvarı kaplayacak gibi yansıtılmış görüntüler arasında kendinizi dönemin Paris sokaklarında gezinir gibi hissediyorsunuz. Sonra ise sergide yer alan en ilginç kısımlardan biri geliyor: Dönemin Pera’sındaki sanat mekanlarının işaretlendiği dev bir harita. Buradan Duran’ın Paris’ten nasıl bir İstanbul’a döndüğünü ve İstiklal Caddesi’nin tarihini izlemek mümkün.
 
Sonrasında yine Duran’ın portreleri, manzaralarından bir seçki bulunuyor. Ayrıca Topkapı Sarayı Müzesi koleksiyonundaki minyatürleri tuvale aktardığı çalışmaları ve yine Topkapı Sarayı Müzesi’nde resmettiği peyzajları da görülebiliyor. Yanı sıra Feyhaman Duran’ın kaleme aldığı güzel yazıları ve Güzin Duran’ın yazı-resim kompozisyonlarını da içeren hat koleksiyonundan parçalar da izleyicilere sunuluyor. Serginin ilk katı Duran’ın Beyazıt’taki evinden getirilmiş eşyalarıyla oluşturulmuş iki odayla sonlanıyor. Burada Duran’ın evi resmettiği tabloları ve bizzat odaların kendisini yan yana görüp inceleyebiliyorsunuz.
 
 
Safiye Ayla'dan Hasan Âli Yücel'e
 
Alt kata inildiğinde ise Duran’ın ustalığını gösterdiği İstanbul Üniversitesi hocalarının ve Safiye Ayla’dan İbrahim Çallı’ya, Hasan Âli Yücel’den Hoca Ali Rıza’ya dönemin entelektüel çevresinin portreleri izleyenleri karşılıyor. Serginin büyük çoğunluğu Duran’ın İstanbul Üniversitesi’ne bağışladığı müze evinden parçalar ve üniversitedeki koleksiyonuyla oluşturulmuş. SSM Müze Müdürü Dr. Nazan Ölçer, “Geçtiğimiz sene doğumunun 130. yılı olan Feyhaman Duran'ın eserlerini şimdiye kadar hiç olmamış bir sayı ve içerik zenginliğinde sunabilmemizi, en başta İstanbul Üniversitesi‘yle yaptığımız işbirliğine borçluyuz,” diyerek üniversitenin kendilerine olan güvenine teşekkür etti.
 
Sonraki kısımda Duran’ın hayatı boyunca yaptığı çok sayıda poşad, manzara resimleri, natürmortları bulunuyor. Sergi bitiminde ise izleyici kendini Güzin Duran ve Feyhaman Duran’ın birlikte yıllarca çalıştığı atölyesinde buluyor. Evden getirilen parçalarla kurulmuş atölye, Duran’ın gelenekle geçmişin ördüğü iki dünya arasındaki yaşamını hissetmek için en uygun kısım. 30 Temmuz’a dek eğitim programları ve yan etkinliklerle sürecek sergi, her yaştan izleyiciyi bekliyor. 
 
 
'Her zamankinden çok çalışmak ve üretmek'
 
Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da basın toplantısında sergi hakkında bir konuşma yaptı. Güler Sabancı yaptığı konuşmada, “Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Bu zorlukları aşmanın en iyi yolunun, her zamankinden daha çok çalışmak ve üretmek olduğuna inanıyoruz. Sanat da böyle günlerde daha da anlam kazanıyor. Çünkü sanat birleştiriyor, iyileştiriyor, güzelleştiriyor; geçmişimizi ve bugünümüzü anlamanın yeni yollarını gösteriyor" diye belirtti.