Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » "Tüm ıstıraplara şükrediyorum"

"Tüm ıstıraplara şükrediyorum"

"Tüm ıstıraplara şükrediyorum"21 Kasım 2017 - 10:11
Füreya'nın ölümünün 20. yılı vesilesiyle Kale Seramik'in düzenlediği 'Füreya' adlı retrospektif sergi, sanatçıyı geniş bir arşiv çalışması ve eser seçkisiyle tanıtmayı amaçlıyor. Sergiyi düzenleyen Nilüfer Şaşmazer, Farah Aksoy ve Károly Aliotti çalışmalarının detaylarını anlattı. Röportajın tamamını Milliyet Sanat dergisi aralık sayısında okuyabilirsiniz
GENCAY ALTAY
 
Füreya 37 yaşındayken, veremle savaşı sırasında tanışıyor seramikle… Annesine yazdığı mektupların birinde şu satırları kaleme alıyor : “Ben kendimi bulacağımı hiç zannetmiyordum. Kendimi buldum, geçirdiğim her şeyi unuttum; hatta geçirdiğim bütün ıstıraplara şükrediyorum çünkü onları geçirmeseydim ben, ben olmazdım. Hayatta yapacağım işler var, onları gerçekleştirmek için her şeyi yapmaya karar verdim. Ne derlerse desinler, artık bundan sonra beni çalışmaktan uzaklaştıracak her şeyi yıkmak kararındayım." Görkemli Şakir Paşa ailesi üyelerinden olan seramik sanatçı Füreya Koral, kendisine atfedilmiş sınıfsal statüyü bir kaynak olarak görmeyen inatçı, mücadeleci ve güçlü bir kadın. Akaretler Sıraevler’de gerçekleşecek 'Füreya' adlı retrospektifi konuşmak üzere sergi küratörleri Nilüfer Şaşmazer, Farah Aksoy ve Károly Aliotti ile bir araya geldik.
 
Fahrelnissa Zeid'in imza attığı bir Füreya Koral portresi.
 
Bir Füreya Koral retrospektifi düzenleme fikri nasıl gelişti?
 
Nilüfer Şaşmazer:  Sara Hanım’ın Füreya Koral’ın eserlerinin yanı sıra, Şakir Paşa Ailesi’ne dair birtakım belge ve fotoğrafların bulunduğu bir aile arşivi var. Bir başka önemli arşiv ise Füreya’nın dostu ve galericisi, Maçka Sanat Galerisi’nin sahibi Rabia Çapa’da.
 
Farah Aksoy: Her ikisinin de hem sergiyi oluşturma sürecinde hem de sergi için hazırladığımız katalog konusunda çok yarddokundu. Yola bir retrospektif hazırlamak üzere çıkmamış olsak da proje ilerledikçe elimizdeki malzeme, arşiv ve eser sayısının artması, sergiye bir retrospektif niteliği kazandırdı.
 
Kapsamlı bir Füreya retrospektifi bekliyor izleyiciyi öyleyse… Peki, sergiyi hazırlama sürecinden de bahsedebilir misiniz?
 
Farah A.: Eserlerinin sanat tarihinde tam olarak konumlandırılamaması Füreya’nın malzeme olarak seramiği seçmesiyle de ilişkilendirilebilir. Çzaten 1950’ler ve 1960’lar Türkiye’sinde seramik sanat mı zanaat mı soruları halen çok taze. Kısacası kendimize Füreya Koral sanatçı olarak kimdir, ailesiyle ilişkisi nasıldır, nereden yola çıktı, nerelere gelebildi, nelerden beslendi sorularını her aşamada tekrar tekrar yönelttik. 
 
 
"Okul gibi düşünmüyor"
 
Candeğer Furtun’un Füreya üzerine yazdığı bir metinde sanatçının atölyesinden şekilde bahsediyor: “… bu sanata ilgi duyan herkese atölyesinin kapılarını açmış, onları kendi olanaklarından yararlandırmış, seramiği tanıtmış ve sevdirmiştir.” Atölyenin nasıl bir önemi vardı diğer sanatçılar için?
 
Nilüfer Ş.: Füreya henüz evliyken El Irak Apartmanı’nda evin bir kısmını dönüştürüp atölye yapıyor ancak yine de birçok kişinin ziyaret ettiği efsane atölyesi boşanmasının ardından açtığı, Şakir Paşa Apartmanı’ndaki atölyesi. Daha sonra 1973 yılında ise Arif Paşa Apartmanı’na taşınsa da esas bilinen atölyesi Şakir Paşa Apartmanı'nda konumlanan. Dönemin edebiyat çevresinin, eleştirmenlerinin, sanatçılarının uğradığı bir atölye. Akşamüstü Yaşar Kemal uğruyor, ertesi gün Ahmet Hamdi Tanpınar geliyor…
 
Farah A.: Bir de Füreya, atölyesini bir okul gibi düşünmüyor, mütevazı bir tavırla kapılarını açıyor. Atölye gündüzleri gençlerin, akşamları arkadaşlarının ziyaret ettiği bir yere dönüşüyor. Biz de kitapta oradaki atmosferi Alev Ebüzziya, Tüzüm Kızılcan ve Rabia Çapa ile Zeynep Oral’ın anılarıyla anlatmaya çalıştık. Kitapta ayrıca Ahu Antmen, Necmi Sönmez ve Büke Uras’ın yazıları ile Candeğer Furtun’un Füreya Koral ile ‘84 yılında yaptığı uzun bir söyleşi de yer alıyor.