DİLAN ÖZDEMİR

 

Güncel sanatçı Mediha Didem Türemen, Viyana’da bulunan Albertina Müzesi’nin daimi koleksiyonuna 'Albrecht Dürere'e Saygı' adlı eseriyle katılan Türkiye’den üçüncü isim oldu. Türemen ile hem Albertina müzesi ve Albrecht Dürer’in onun için ne ifade ettiğini, hem de geleceğe dair planlarını konuştuk.

 

 

Alman ressamın 1512 tarihli ‘Mavi Kuzgunun Kanadı’ndan esinlenerek ortaya çıkan aside yedirme çinko baskılarımla başlayan bir seri diyebilirim. İlk iki baskısı 2013’te Floransa Bienali’nden ödül aldı, en son yaptığım ağaçbaskı ise Viyana’daki Albertina Müzesi’nin daimi koleksiyonunda artık. ‘Ustaya saygı’ fikriyle, Dürer’in kanadına dikkatimi çekip yolu açansa amcam ve ustam Ali İsmail Türemen. Serüven, kanatların eksenindeki fotoğraf ve gravür sergime dayanıyor. 2013’te İstanbul Galeri Selvin’deki ilk sergim için gravürleri basarken, bir de bu kanadı basmayı denemeyi düşündüm. Sonrasında da bu durum pek çok baskıya yansıdı ve bugüne kadar geldi. Şu ana kadar sadece Dürer’in bu meşhur kanadı 'ustaya saygı' çalışmalarımın kesişme noktası, esin kaynağı oldu.

 

 

2013’ten beri Dürer’in kanadı üzerine çalışıyor olmam ve Floransa Bienali’ndeki ödülüm beni müzeyle buluşturdu diyebilirim. Ağustos ayında Salzburg’da gravür çalışırken, Dürer’in bu eserinin orijinalini görmek ve müzeden bilgi almak için görüşmek istemem sonrasında başlayan bir yazışma süreci oldu. Görüşmeye gittiğimde beni zaten araştırmış olarak kabul ettiklerini anladım. Sonrasında müzenin şef küratörü Dr. Metzger’in ve müzenin bu eser üzerine yaptığım işleri görmesiyle başlayan hızlı bir süreç gerçekleşti.

 

 

Albertina gibi baş döndürücü koleksiyona sahip bir müzede orijinal eserlerini yakından gördüğüm ilk ressam Albrecht Dürer'di. Dürer’in kanadını çalıştığım için, özel bir izinle müzenin şef küratörü bana yerin epey altındaki metal ‘hazine’ dairesinde, 1512’den beri halka açık olarak sadece yedi kez sergilenmiş 'Mavi Kuzgunun Kanadı' adlı eserini gösterdi. Şu an müzeyi ziyarete gittiğinizde çok iyi bir kopyasını gördüğünüz bu eseri, büyüteçle en ince noktasına kadar görme şansına ulaştım. Sonrasında aynı günlerde Salzburg’da güzel sanatlar akademisinde çalıştığım ağaçbaskı ‘Albrecht Dürer’e Saygı’ oluştu ve müze, bu baskımı daimi koleksiyonuna almayı teklif etti.

 

 

 

Müze, dünyanın en önemli ve kapsamlı grafik sanat koleksiyonlarından birine sahip, sadece baskı kısmı 1 milyon 100 bin üzerinde... Sanat tarihinin en önemli isimlerini bir araya toplayabilmiş  bir müze. Bu ay başında gittiğimde çok önemli üç geçici sergi vardı. Bir tanesi Monet, diğer Picasso. Eylül’de Van Gogh başlıyor ve 2019’da ise asıl beni heyecanlandıran 'Geçmişten Günümüze Albrecht Dürer' sergisi... Dünyadaki en büyük Dürer koleksiyonu da burada. Baskı, resim, fotoğraf ve mimari çizimler; insanlığa esin kaynağı olanbu hazineler aynı çatı altında yüzyıllardır korunuyor. Bana ait bir eserin de artık bu ustalarla aynı çatı altında korunacaklar arasında olması, benden sonra belki yüzyıllarca kalacağını düşünme fikri bile önemini özetlemem için yeterli...

 

 

Albertina Müzesi'nin kalıcı koleksiyonuna Türkiye'nin önde gelen sanatçı ve ressamlarından Sarkis ve Burhan Doğançay'ın eserleri dahil edilmişti. Müzenin koleksiyonunda Avrupa resminin birbirinden önemli birçok isminin eserleri var. Müzede 140 parçalık en kapsamlı Albrecht Dürer koleksiyonunun yanı sıra, Leonardo da Vinci, Michelangelo, Raphael, Rembrandt, Picasso, Andy Warhol, Gustav Klimt, Egon Schiele ve Paul Cézanne'ın aralarında bulunduğu isimlerin eserleri yer alıyor.