Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » Rock’n roll’un baş mimarıydı

Rock’n roll’un baş mimarıydı

Rock’n roll’un baş mimarıydı20 Mart 2017 - 03:03
Efsanelerin ilham kaynağı, rock’n roll’un yaratıcılarından ABD’li müzisyen Chuck Berry, 90 yaşında hayata veda etti
SELAY SARI
 
‘50’lerin ikinci yarısında kaleme alıp seslendirdiği ‘Johnny B. Goode’, ‘Roll Over Beethoven’ ve ‘Rock’n Roll Music’ şarkılarıyla rock’n’roll’un miladını yazan isimlerden biri olan, onlarca müzik devine ilham kaynağı olmuş ABD’li gitarist, şarkıcı ve söz yazarı Chuck Berry, dün sabah saatlerinde hayata veda etti. Missouri’deki evinde baygın bulunan ve müdahaleye cevap vermeyen Berry 90 yaşındaydı.
 
Chuck Berry’nin yolculuğu 18 Ekim 1926 yılında yine Missouri eyaletindeki St. Louis’de başladı. Babası müteahhit ve papaz yardımcısı, annesi okul müdürü olan Berry, yetiştirilme şekli nedeniyle küçük yaşta müziğe merak sardı. Annesi Martha, aynı hit parçası ‘Johnny B. Goode’da “İnsanlar kilometrelerce yolu seni görmek için gelecek, ismin ışıklarla yazılacak” diyen anne gibi oğlunun başarılı olacağına inanıyor ve onu bu yönde telkin ediyordu. Berry, gitarla arasında erken oluşan ilişkinin yanı sıra radyoları da söküp yeniden takarak işin mekaniğine de ilgisi olduğunu gösteriyordu. Sahip olduğu bir akort kitabından dönemin hitlerini çalmayı öğrendi, yeteneğinin yanına araştırma arzusunu da koyarak bu şarkıları inceledi ve çoğunun George ve Ira Gershwin kardeşlerin ‘I Got Rhythm’inden esinlendiğini ya da bazen doğrudan çalındığını fark etti.
 
 
Rock'n Roll'un mihenk taşı
 
Ancak müzik aşkı onu suça karışmaktan kurtaramadı. 1944’te arkadaşlarıyla beraber karıştığı silahlı soygun olayı nedeniyle 3 yıl hapis yattı. Hapisten çıktıktan bir yıl sonra 1948’de, ölümüne kadar beraber olacağı Themetta Suggs ile evlendi. Bu evlilikten ikisi Berry ile ileride çalacak müzisyenler olan dört çocukları dünyaya geldi. Berry, ailesini geçindirmek için inşaat işçiliği, hademelik ve kuaförlük yaparken bir yandan da St. Louis’nin kulüplerinde yerel gruplarla çalıyordu. 1953’te birlikte çalmaya başladığı piyanist Johnnie Johnson’la uzun ve kazançlı bir işbirliği oldu. Normalde siyahi gruplar blues parçaları çalarken, Berry beyazların tercih ettiği country’yi de repertuvarına kattı. 1955’te kaydettiği ilk şarkı ‘Maybellene’ de country esinli blues yapısıyla, rhythm and blues söyleyen beyaz şarkıcı Elvis Presley’nin antitezi gibiydi ve hem siyahların hem de beyazların dikkatini çekti.
 
Bir sene sonra ise The Beatles’ın ileride tekrar yorumlayacağı, rock’n roll’un mihenk taşlarından ‘Roll Over Beethoven’ geldi. Şarkının başındaki, Berry’nin daha sonra ‘Johnny B. Goode’un başında biraz değiştirerek tekrar kullanacağı gitar akordu, müzik tarihinin en tanınmış ve tür belirleyen melodilerinden biri oldu.
 
 
Uzaya giden şarkı
 
1958 tarihli ve Berry’nin en büyük hiti olma unvanına sahip ‘Johnny B. Goode’, 1977’de fırlatılan uzay aracı Voyager’a, dünyadışı varlıkların dünya kültürünü tanıması için konulan Altın Plak’ta yer alan tek rock şarkısı oldu. Dünya üzerinde tükenmeyen ününü ise, 1985 tarihli ‘Back to the Future’ filminde Michael J. Fox’un onu söylediği sahneye borçlu.
 
1957-59 arasında onlarca hite imza atan Berry’nin kariyeri, 1959’un son ayında aldığı beklenmedik darbeyi kaldıramadı. 14 yaşındaki bir kızı cinsel birliktelik yaşamak için bir eyaletten diğerine götürmekten yargılanan müzisyen, 1962-63 arasında 1,5 yıl hapis yattı ve plak şirketiyle anlaşması bozuldu. Bu süre zarfında kendisinden esinlenen ve esin kaynaklarını özellikle vurgulayan İngiliz İstilası grupları The Beatles  ve The Rolling Stones’un yükselişi, Berry’nin müzik dünyasına nispeten kolay dönmesini sağladı, ancak yaratıcılığı büyük zarar görmüştü. Bu dönemdeki hitlerinden ‘You Never Can Tell’, Quentin Tarantino’nun ‘Ucuz Roman’ında kullanılmasıyla yeniden hafızalara döndü. Son albümünü 1979’da çıkaran Berry, geçtiğimiz ekim ayında 38 yıl sonra yeni bir albüm çıkaracağını duyurmuştu. ‘Chuck’ adındaki albümün çıkış tarihi henüz açıklanmadı.
 
 
Chuck Berry, 60 yılı aşan kariyerinde kısa süre zarfında müthiş bir verimlilik yaşayan, her dönemden gitaristin ilham kaynağı olarak gösterdiği,rock’n roll’un başmimarıydı. En büyük hayranlarından John Lennon’ın sözleriyle: “Eğer rock’nroll’a başka bir isim vermek istiyorsanız, ona Chuck Berry diyebilirsiniz.”
 
 
“Şarkılarım dinleyenleri anlattı”
 
30 yaşında, iki çocuk babası olduğu bir dönemde üne kavuşan Berry, savaş ve yoksulluk gibi zorlukları geride bırakmaya başlamış ‘50’ler ergenlerinin isyan, sorgulama ve mutluluğuna ses veren şarkılar yazıyordu. Örneğin 1957’de çıkardığı ‘School Day (Ring Ring Goes the Bell)’, okuldaki dersleri bir bir sayıyor, zil çaldıktan sonra da rock’n roll ruhunun başladığını anlatıyordu. Beach Boys’un ‘Surfin’ USA’ şarkısında kaynak belirtmeden melodisini kullandığı ‘Sweet Little Sixteen’ de yine bir gençlik marşıydı. Bu başarısında genç sesinin ve 1.87 boyunda olmasına rağmen ‘duckwalk / ördek yürüyüşü’ adı verilen, dizlerini kırarak yaptığı kendine özgü dansının da rolü vardı.
 
İçinde olmadığı durumları ifade etmedeki yeteneği sadece ergenlikle sınırlı değildi. Ülkesinin dört bir yanına sevgisini açıkladığı 1959 tarihli ‘Back in the USA’ şarkısında bahsettiği arabaya servisli restoranlar ya da kafelerin, ırkçılık ve ayrımcılığın gölgesindeki Amerika’da kendisini kabul edip etmeyeceği hiçbir zaman kesin değildi. Berry bu konuda “Yazdığım her şey beni değil, daha çok onları dinleyenleri anlatıyordu” yorumunu yapacaktı.