Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » Müziğe dijital doping

Müziğe dijital doping

Müziğe dijital doping23 Mart 2017 - 11:03
Barselona menşeli müzik festivali Sonar yarın ve cumartesi günü konserlerin yanı sıra panellere de ev sahipliği yapacak. Zorlu PSM'deki etkinliklerden dikkat çeken biri de dünya müzik piyasında otorite sayılan isimlerden Chris Cooke'un moderatörlüğünü üstlendiği panel. Cooke bu kapsamda sorularımızı yanıtladı
SELAY SARI
 
Yarın ve cumartesi günü Zorlu PSM organizasyonu, Charm Music işbirliği ve Digi.logue co-sponsorluğuyla Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilecek Sonar İstanbul, konser ve performansların yanı sıra alanında otorite kişilerin katılacağı panellere de ev sahipliği yapacak. Bu panellerden biri, 25 Mart Cumartesi günü saat 12.00'de gerçekleşecek 'Müziğin Tüketimi 2017 ve Ötesi' adlı konuşma. Panelin moderatörlüğünü üstlenen Chris Cooke, müzik şirketlerine eğitim ve danışmanlık sağlayan Complete Music Update'in (CMU) İdari Müdürü ve Ekonomi Editörü. Cooke'a müziğin bugününe hakim olan dijital müzik servislerini ve müziğin geleceğini sorduk.
 
Chris Cooke.
Panelde konuşulacak "Dijital müzik servisleri müziğin geleceğinde nasıl bir rol oynayacak?" sorusuna dair fikirleriniz ve tahminleriniz neler?
 
Geçtiğimiz 20 yılda müzik CD'lerden indirmeye, oradan da streaming'e geçti. Bazıları hâlâ CD satın alsa ve şarkı indirse de, şu anda bütün büyüme streaming alanında gerçekleşiyor; bu hem İngiltere ve ABD gibi yerleşik müzik piyasalarında hem de geleneksel olarak müzik satışlarının çok yüksek olmadığı yükselişteki pazarlarda böyle. Büyüme en çok Spotify ve Apple Music gibi ödemeli streaming platformlarında gerçekleşiyor. Hem müzik endüstrisi hem de bu platformların öncelikli hedefi tabii kullanıcıları para ödeyen müşteriler haline getirmek. Bu da daha düşük fiyatlara müzik sağlayacak yeni platformların çıkacağına işaret ediyor. Sanatçılar ise yeni bir iş modeline uymakta zorluk çekiyorlar. Örneğin iTunes aslında bir müzik dükkanının dijital hâli gibiyken, üyelikli streaming tamamen farklı bir konu. Artık sanatçılar hayranlarını albümlerini çıktığı gün almaya ikna etmek yerine, parçalarını aylarca, yıllarca tekrar tekrar dinlemeye ikna etmek zorundalar.
 
Streaming'in korsana karşı savaşta faydalı olduğuna dair bir izlenim var? Bu doğru mu?
 
Spotify gibi platformları kullananların bir kısmının önceden müziklerini illegal servislerden aldıkları elbette doğru. Ancak korsanla asıl mücadeleyi, Spotify'ın bedava versiyonu ve Youtube'un müzik videoları gibi ödeme talep etmeyen mecralar yürütüyor denebilir. Müzik endüstrisinin de bu mecralarla bir aşk ve nefret ilişkisi var. Spotify'ın bedava versiyonu elbette korsana göre daha çok tercih ediliyor çünkü hem cüzi de olsa para kazanılıyor hem de önemli veriler sağlıyor. Ancak bunun, endüstrinin asıl gelir kaynağı olan ödemeli hizmete geçişin yolunu tıkadığı da düşünülüyor.
 
 
Dijital müzik servislerinden en çok kim fayda görüyor?
 
En büyük faydayı müzik şirketleri, özellikle de büyük şirketler görüyor. Streaming'deki patlama endüstrinin 15 yıl sonra ilk kez dünya çapında kâr anlamında büyümesini sağladı. Sanatçıların kazancı ise parçalarının ne kadar çalındığına ve şirketlerle aralarındaki anlaşmaya bağlı. Burada kazananlar gibi kaybedenler de var. Eğer şarkılarınızın tekrar tekrar dinlenmesini sağlarsanız, streaming modelinde albümünüzün bir kez alındığı eski modele göre çok daha fazla para kazanabilirsiniz. Streaming servislerinin kendileri ise zarar ediyor, bunun iki sebebi var: Hızlı büyüme stratejileri ve müzik endüstrisine her ay ödemek durumunda oldukları para.
 
Sanatçılar dijital dünya üzerinde ne kadar söz sahibi?
 
Streaming şirketleri ilk olarak büyük müzik şirketleriyle anlaşma yaparlar ve streaming için geliştirilmiş olan iş modeli, geniş müzik katalogları olan şirketlerin lehine eğilip bükülür genelde. Bu şirketler kataloglarının platformlarda tekrar tekrar çalınacak küçük bir kısmını bile açsalar modelde iyi para kazanırlar.
 
Sanatçıların bu iş modeline uymasının yolundaki ilk sorun, müzik şirketleriyle streaming platformları arasındaki anlaşmaların detaylarının gizli olması. Ayrıca çoğu sanatçı müzik şirketleriyle streaming çağı öncesi imzalanmış anlaşmalar üzerinden çalışıyor ve bu anlaşmalar elbette modelden maksimum kazanç elde etmeleri için uygun değil.
 
Ancak yine de sanatçıların bu durumu kendi lehlerine işletme fırsatları var ve bu fırsatların en büyüğünün de Spotify ya da Apple Music ile alakası yok. Sanatçılar artık hayran kitlelerine bir şirkete, dergiye ya da radyoya ihtiyaç duymadan ulaşabiliyorlar. Artık hayranlarla aracısız ilişki kurma, onlara streaming işine hiç girmeden doğrudan ürün ve hizmet satma şansları mevcut.
 
'Plaktaki yükseliş abartıldı'
 
Bu arada tam tersi yönde, plakta da bir yükselişten bahsediliyor. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
 
'Plak rönesansı' biraz abartılmış bir kavram. Satışlar o kadar düşükten başladı ki, ikiye katlasa bile hâlâ müzik endüstrisinin gelirinin çok küçük bir kısmına denk geliyor. Ancak elbette satışlar yükselişte ve tüketicinin bu formatta bir albüme hatırı sayılır bir para ödemeyi kabul etmesi ilginç. Bununla birlikte ileride CD'lerin de müziğin yanında sunduğu müthiş sanat çalışmaları, fotoğrafları ve notlarıyla ileride bu tip bir yükseliş yaşayacağını düşünüyorum.