Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » İMÇ’ye saygı duruşu

İMÇ’ye saygı duruşu

İMÇ’ye saygı duruşu11 Eylül 2017 - 06:09
Unkapanı Plakçılar Çarşısı ruhunu çoktan kaybetmiş olsa da şu sıralar içinde barındırdığı sanat mekânı 5533 ile önemli bir müzik projesine ev sahipliği yapıyor. İstanbul'da eli enstrüman tutan herkesin gidip kayıt yapabileceği 'Manifaturacılar Çarşısı Plakçılık Sunar' projesinin 15 Kasım'a kadar açık
ASLI İZMİRLİ
 
Can Altay tarafından kurgulanan ve daha sonra 'Saz Arkadaşları' adını verdikleri, Altay’ın Bilgi Üniversitesi’ndeki öğrencilerinin de dahil olduğu ücretsiz kayıt stüdyosu projesi MÇPS (Manifaturacılar Çarşısı Plakçılık Sunar), İstanbulluları seslerini, sözlerini, müziklerini, bilgilerini ve fikirlerini duyurmaya davet ediyor. MÇPS, 15 Kasım’a kadar haftanın iki günü meşhur İMÇ'deki (İstanbul Manifaturacılar Çarşısı) sanat mekânı 5533’te faaliyette olacak. Ses mühendisi Doruk Keskin kontrolünde çarşamba günleri podcast, cumartesi günleri müzik kayıtları için açık olacak stüdyo kanal kayıt, temel enstrümanlar ve ses mühendisliği konusunda da destek sunuyor. Amira Arzık prodüktörlüğünde hayata geçen proje, normal şartlarda 7 Ekim’e kadar açık kalacakken takviminin hemen dolmasıyla beraber 15 Kasım’a kadar açık kalacağını da duyurdu. Başvuruları mcps5533@gmail.com  adresinden alan MÇPS, süreç boyunca alınan kayıtları soundcloud.com/mcps5533 hesabı üzerinden yayınlayacak. MÇPS bünyesinde çeşitli atölye ve yan etkinlikler de düzenlenecek. Bu etkinlikler ise facebook ve instagram’da @mcps5533 adresinden duyurulacak. Projeyi, kurucusu Can Altay ve prodüktörü Amira Arzık ile konuştuk.
 
Proje nasıl hayata geçti?
 
Amira Arzık: Aslında tesadüflerle. Can geçen sene Loughborough Records Presents Presence diye, İngiltere'de bir proje yapmıştı. O bundan söz edince ben de çok heyecanlandım ve Can’a (Altay) bunu İstanbul’da yapmayı düşünüp düşünmediğini sordum. Gelecekte böyle bir planı varmış. Ben mekân olarak 5533’ü önerdim çünkü Unkapanı ve Plakçılar Çarşısı aslında tam da bu projenin mekânı. Hazır burada bir sergi alanı da varken ve 10. yıllarını kutlayacaklarken böyle bir proje iyi oldu.
 
Can Altay: Bu proje İstanbul’da başka yerlerde de olabilirdi. Yine bir özelliği olurdu elbette. Ama özellikle İMÇ’de olduğunda bu podcast'ler, yani müzik dışı kayıtlar da önem kazanmaya başlıyor çünkü orada (ümit ediyorum ki) kent meselelerini, mimari meseleleri de sosyal boyutta tartışabileceğiz.
 
İMÇ eski hareketini kaybetse de kent müziğinin merkezlerindendi...
 
Can A.: Şehre aşısı tutmamış büyük, ilginç bir yapı burası. İnsanların buraya da tekrar gelmesi, yeniden bir adrese dönüşmesi çok önemli. Tabii küçücük şeylerle tüm İMÇ’yi değiştireceğiz gibi bir iddiamız yok, ama bir şekilde buraya bakmak anlamlı.
 
 
Proje için İMÇ usulü çalışmışsınız. Nasıl oldu bu süreç? Nasıl bir dayanışmayla ilerledi?
 
Can A.: Projenin arkasında kurumsal bir destek yok ve proje herkesin bu işe gönüllü olarak baş koymasıyla başladı. Bir de İMÇ’nin içinden malzemeler topladık. Mesela duvarda dekor olarak duran halılar İMÇ’deki dükkânlardaki numune ve atık parçalarından toplayarak yaptığımız bir dekor. Maddi yükü de kendi çevremize açık çağrılarla ve davetlerle üstlendik. Yakın çevremizden bir sürü destek geldi. 
 
'İlk gelen kapar'
 
Neye göre seçiyorsunuz burada kayıt yapacak olan grupları?
 
Amira A.: Hiçbir şeye. Biz onlara başvuru sırasında küçük bir form yolluyoruz, gruplarıyla ilgili ayrıntıları soruyoruz. Ama bunları tamamen kayıt yapacak olan grupların ilgi alanlarına göre sosyal medya paylaşımları yapabilmek için soruyoruz. Her türlü müziğe açığız. Türküsünden elektronik müziğine, dubstep'ten jazz band’e dek... Grupları seçerken açıkçası “İlk gelen yer kapar” mantığı oldu biraz. O konuda bir seçiciliğimiz yok. Ancak bu proje bir aylık bir projeydi ve ilk ayın takvimi hemen dolunca projeyi iki buçuk aya uzattık. Şu an hala uygun mekanlar ve saatler var.