Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » "Doğu mistik bir çıkış noktası"

"Doğu mistik bir çıkış noktası"

"Doğu mistik bir çıkış noktası"18 Aralık 2018 - 04:12
Doğu ile Batı müziklerini bir araya getiren, bugüne kadar Burning Man gibi dünyanın en önemli festivallerinde performans sergileyen Oceanvs Orientalis, en uzun gecede, 21 Aralık'ta Zorlu PSM'de sahne alacak.
İhsan Dindar - İstanbul
 
 
İsminizden yola çıkarak başlamak istiyorum. Oceanvs Orientalis için Doğu ve Batı ne anlama geliyor?
 
Tarihsel açıdan değrlendirdiğimizde Oceanvs Orientalis’in kastettiği Doğu ve Batı ayrımı anlam kazanıyor aslında. Zira şimdiki zamana baktığımızda bu ayrımın pek bir anlamı ya da özelliği (kültürel açıdan) kalmıyor. Afrika düzlüklerinden Mezopotamya’ya oradan küresel coğrafyaya yayılan insan serüveni açısından ele aldığımızda,  her şeyin doğudan geldiği savı anlam kazanıyor. Bu sav Oceanvs Orientalis açısından, politik ya da sosyolojik bir duruş olmasından çok olsa olsa bir ilham kaynağı, biraz mistik bir çıkış noktası olabilir.
 
 
 
 
Setlerinizde elektronik müziğe doğunun karakteristik enstrümanları eşlik ediyor. Bunu özellikle yurt dışındaki performanslarınız açısından soruyorum, tepkiler ne yönde?
 
En başında insanlar için büyük bir şaşkınlıktı aslında. İlk dönemlerde insanlar kimi zaman böyle bir füzyon ile nasıl dans ediceklerinden bile çok emin değillerdi birçok açıdan. Dans mı etmeliler, yoksa durup konser izler gibi mi izlemeliler, bu durumun arada kalmışlığını okuyabiliyordunuz insanların gözlerinde. Tabii aradan gecen zaman ile durum değişti. Artık Turkiye’den ve Dunya’dan çok daha fazla sanatçı bir çok güzel iş çıkardı konuyla ilgili. Dolayısıyla tum dünya duruma daha bir aşina olmaya başladı. 
 
 
 
 
Burning Man gibi dünyanın en önemli festivallerinde Oceanvs Orientalis sahne aldı.  “Şurada da olmalıyız” dediğiniz bir mecra, bir yer var mı?
 
Bence artık insanların “Orada da olmalıyız” dediği platformlar yaratmamız gerekiyor. Bilgi, eskiye nazaran cok daha kolay yayılıyor. Durum zaman zaman ne kadar muğlak ve karışık olursa olsun, yurt dışındaki bir çok elektronik müzik sanatçısıyla konustuğumda Türkiye'de yaşadıkları deneyimler hep daha bir özel, daha samimi ve herhangi bir dev Avrupa festivaline nazaran daha akılda kalıcı oluyor onlar açısından. Bunun nedeni ülkenin hem coğrafi hem insani açıdan cok daha farklı ve samimi olusundan kaynaklanıyor belki de. Bu pozitif farkı kullanmamız gerekir. Dahil olmaya çalışmaktansa dahil olunabilecek yeni alanlar, organizasyonlar, platformlar üretmemiz gerekir diye düşünüyorum. Tabii ki ülkede birçok guzel organizasyon var, ama o noktada da yerel müzisyenler bu platformların bir parçası olma hevesinin yanında bir alternatif üretmek için de aynı çabayı göstermeleri gerekir diye düşünüyorum. 
 
 
 
 
Fazıl Say’ın Black Earth bestesine farklı bir hava kattınız. Türkiye’de klasik müzik formatında bir beste için bu pek rastladığımız bir şey değil. Buna nasıl karar verdiniz?
 
Yani Oceanvs Orientalis’in çıkış noktası zaten buydu başından beri. Elektronik müzik platformuna Balkanlardan Latin müziğine kadar birçok folklorik tür uzun yıllardır dahil ediliyor zaten. Daha önce binlerce kez denenmiş bir çeşitlemeye dahil olmaktansa, ülkemizde uzun yıllardır üretilen şahsına münhasır bu tarzı yepyeni bir platforma adapte etme fikri, müzik ile ilk haşır neşir olduğum andan itibaren ilham kaynağı oldu benim için. Tabii ki ülkede bunu yapan ne ilk insandım ne de sonuncusu. Belki bunu uzak ülkelere bizzat giderek sergiliyecek kadar şanslıydım sadece. 
 
 
 
 
Fazıl Say’ın bestesi dışında Fairouz’dan Pink Martini’ye uzanan bir skalada setleriniz var. Müzik konusunda seçim yaparken en çok dikkat ettiğiniz ya da olmasını istediğiniz unsurlar ne oluyor?
 
Bu somut bir kullanma kılavuzunu takip etmekten ziyade daha hissi bir durum benim için. Birçok farklı muzik, oturup çalışmaya başlamamda itici güç oluşturabiliyor benim için. Bazen 70’lerin New York’undan bol vokalli bir disko parçası bana o ilhamı verebilidiği gibi, bazen Farid Farjad’in ağlatan kemanı aynı ilhamı verebiliyor. Bu galiba insanın bilinçaltıyla ilgili bir durum. Ne bir tarifi ne de bir yöntemi var. İnsanın içinde bir yerlere dokunuyor o ses kombinasyonu bir noktada. Zira bir yönteme uydurulup hissedilmeden mekanik bir dilde yorumlandığında, orjinal eser çok daha samimi, çok daha anlamlı oluyor, editlenmiş versiyonlarına göre.
 
 
 
 
Soundcloud, Spotify gibi platformlarda yer alıyorsunuz. Bu mecralara bakışınız nedir?
 
Soundcloud evde oturan X bir kişiyi dünyaya, binlere hatta milyonlara ulaştırabilen güzel bir köprü bence. Herkese eşit seviyede bir şans veriyor, bana da verdiği gibi. Ne bir plak şirketi, ne arkanızda koca bir PR ajansına ihtiyacınız yok. Bu açıdan desteklenmeye değer buluyorum. Tabii arada bir altyapılarını yenileseler çok daha memnun olacağım. 
 
ihsan.dindar@milliyet.com.tr
http://instagram.com/ihsandinovski