Solmaz Kamuran’ın yazdığı “Aşk Tutulması”, en saf haliyle ‘aşk’ı anlatıyor, tüm bu resimlerin altında yaşamını Avustralya'da sürdüren ve Kamuran'ın da yakın dostu olan Nevin Hirik'in imzası yer alıyorYASEMİN BAY

Sizce bir portakal genç bir adama aşık olabilir mi? Hadi oldu diyelim; peki ya genç adam o portakalın aşkına karşılık verir mi? Ya da bir kadın karasineğin kendisine duyduğu sonsuz aşkı fark edebilir, onunla rüyalarda buluşabilir mi? Solmaz Kamuran’ın kendileri minik, kurduğu dünyalar büyük üç öyküsü tüm bunların gerçek olabileceğine inandırıyor okuru: Portakal ile genç adamın aşkının yüceliğine, karasineğin kara sevdasına…

Solmaz Kamuran’ın fantastik, büyüleyici, hüzünlü, yer yer umut dolu üç öyküsünün yer aldığı “Aşk Tutulması”, en saf haliyle ‘aşk’ı anlatıyor. Kamuran uzun zamandır aşk ile ilgili bir şey yazmak istiyormuş. Bir gün Köyceğiz’deki evinde tek başınayken bir karasinek musallat olmuş ona; etrafında dönüp duruyormuş. Ve o karasinek bu hikayeleri doğurmuş: “Aşkı yazmak istiyordum, bence dünyanın en güzel duygusu çünkü. Ama aşkı farklı bir şekilde anlatmalıydım. Köyceğiz'de yalnızdım ve bir karasinek etrafımdan ayrılmıyordu. Ben de ‘Karasevdalı Karasineğin Masalı’ öyküsünü yazdım; bir kadına aşık olan karasineğin öyküsünü. Sonra arkasından 'Ah, Portakal Hanım' ve 'Aşk Sayıklamaları' geldi."



Kamuran'ın kitabındaki öyküler bildiğimiz aşk öyküleri değil. Özellikle, zor hatta umutsuz aşkları anlatma nedenini şöyle açıklıyor: "Aşkın zor bir duygu olduğunu anlatmak istedim. Acı veren bir tarafı da var. Tamam aşk birlikte olma, kavuşma ama aynı zamanda daima içinde bir kaybetme korkusunu da taşıyor. Yüzde yüz, garantili bir aşk duygusu var mı? Bence yok. Kaybetme korkusu vardır aşkın içinde. Aşk insanı hem çok mutlu hem çok mutsuz edebilen bir duygu."

Kitaptaki öyküler aşkın her zaman iki kişilik olmadığını da gösteriyor: "Tamam aşk iki kişinin arasında oluyor. Ama iki kişi aynı şekilde yaşayamıyor aşkı genellikle. Herkes kendisi kadar sevebilir. Bu karşı tarafı aşağılamak değil. Herkesin aşkı kendine göredir; kendi iç dünyasının, ruhunun zenginliğine göredir. Gamsız bir adamla kılı kırk yaran, empatisi yüksek bir insanın aşkı bir olabilir mi?"
"Aşk Tutulması"nın en güzel yanlarından biri de kuşkusuz öykülere eşlik eden ve hem büyüleyici hem naif bir dünyayı gözler önüne seren resimler. Tüm bu resimlerin altında yaşamını Avustralya'da sürdüren ve Kamuran'ın da yakın dostu olan Nevin Hirik'in imzası yer alıyor. Sanılmasın ki resimler öyküleri anlatıyor. Tüm bu resimler öykülerin ruhunu, aşkı anlatıyor... Kamuran, Hirik ile çalışmasıyla ilgili olarak şunları söylüyor: "Benim yazarkenki maksadım okuyucuyu bir portakalla bir genç adamın arasında aşk olabileceğine inandırmaktı. Ve onlar için üzülsün, heyecanlansın istedim. İnsanın birbirinin kaşına gözüne aşık oluşunu değil gerçek aşk duygusunu anlatmak istedim. Fantazmagorik öyküler bunlar. Bu hayali metinler Nevin'in resimleriyle birlikte ne kadar güzel olur dedim. O da kabul etti. Benim yazdığım metni birebir anlatan resimler istemedim. Duygusal bir birlikteliği yaratmaktı önemli olan. Nevin'in resimleri de aşk ve sevgi yoğun resimlerdir ve naiftirler. Metinlerin de bir naifliği var. O şekilde örtüştük."

Solmaz Kamuran ve Nevin Hirik'in bu ortak çalışması "Aşk Tutulması" tam da bugünlerde okunması gereken bir kitap. Hem çok özenli hem çok içten...