Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Edebiyat » Gerritsen’in kitabı müze gezisinde doğdu

Gerritsen’in kitabı müze gezisinde doğdu

Gerritsen’in kitabı müze gezisinde doğdu07 Haziran 2018 - 10:06
Cinayet ve gerilim romanlarının en çok okunan isimlerinden olan Tess Gerritsen, Doğan Kitap’tan çıkan ‘Bir Sırrım Var’ı anlattı.
GÜLDEN ÖKTEM
 
Sadece ‘Rizzoli&Isles’ serisi değil, kaleme aldığı tüm kitaplarıyla korku ve gerilim türünün en çok okunan yazarlarından olan Tess Gerritsen’in Türkçe yayımlanan yeni kitabı ‘Bir Sırrım Var’, yine Maura Isles ve Jane Rizzoli’nin bir cinayetin peşine düşmesiyle başlıyor. Gerritsen kadına şiddet ve tacizi merkeze aldığı bu romanının bir İtalya seyahati sırasında müze gezerken doğduğunu söylüyor. Gerritsen, kitapla ilgili sorularımızı yanıtladı.
 
 
- Çok satan ve çok okunan “Rizzoli&Isles” serisinin 12. kitabı Türkçe yayımlandı. Bu seriye olan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Bence okurlar Jane ve Maura’yı çok sevdi çünkü gerçek hayattan birer karakter gibi ikisi de. Çatlak ve aynı zamanda zeki, çalışkan ve dikkatliler. Çoğu cinayet romanında iki farklı kadının ortaklığını pek görmezsiniz. Bence cinayet romanı seven okurlar sadece konusu için değil, karakterler için de o kitapları okurlar. Jane ve Maura’nın okurları çeken/etkileyen tarafları bunlar. 
 
Tablolardaki gizem
 
- Jane Rizzoli ve Maura Isles, erkeklerin domine ettiği dünyada iki güçlü kadın olarak öne çıkıyorlar. Böylesine iki ilham verici kadın karakterleri yaratırken zihninizde bu var mıydı?
 
Aslında, bu iki kadının hikâyesinden bir roman serisi çıkacağını hiç düşünmemiştim. Serinin ilk kitabı ‘Cerrah’taki karakterler oldukça gelenekseldi: Erkek dedektif, Catherine isimli kadın doktoru korumaya çalışıyordu. Ekipten Dedektif Jane Rizzoli, ortalama bir karakterdi. Güzel ya da hoş bir kadın değildi, ama zamanla Jane ile ilgilenmeye başladım. Erkeklerin çöplüğünde çalışan ve var olmaya çabalayan bir kadındı. Başına gelenlerle beni kendine çekmeye başladı. İkinci kitap ‘Çırak’ı yazmaya başladığımda Jane artık başkarakterdi ve orada ikinci başkarakter olan Dr. Maura Isles’ı okura tanıttım. Maura da çok gizemli bir karakterdi ve onun hakkında daha çok yazabilmek için bu kez serinin üçüncü kitabı ‘Günahkâr’ı yazmaya koyuldum. Böylece işte ‘Rizzoli&Isles’ serisi ortaya çıktı. Bu iki kadının hayatlarını daha çok irdelemeye başladım ve bir sonraki kitapta ne olacağını hep çok merak ettim... 
 
- ‘Bir Sırrım Var’ Türkçede henüz yayımlandı. Bu kitabı yazma düşüncesi İtalya’da bir tatilinizde aklınıza gelmiş...
 
Evet, İtalya’dayken onlarca müze gezdim ve Ortaçağ’dan kalan bazı tablolarda, dini temaları olan ve şeytanı anlatan detaylar vardı. Bu tablolarda Meryem Ana’yı, Aziz Sebastian’ı ayırt etmenize yardımcı olacak bazı semboller olduğunu fark ettim. Sonra kendi kendime “Bir seri katil de kendi cinayetinde böyle semboller kullansa neler olurdu?” ya da “Bıraktığı semboller gizli bir mesaj barındırsaydı neler yaşanırdı?” dedim ve yazmaya başladım. 
 
- Senaryosunu yazdığınız ve oğlunuz Josh Gerritsen’in yönettiği ‘Island Zero’, Amerika’da 15 Mayıs’ta vizyona girdi. ‘Bir Sırrım Var’ ile filmin arasında bir bağlantı var mı?
 
Evet, bazı noktalarda filmin ‘Bir Sırrım Var’dan ilham aldığını söylemek yanlış olmaz. 
 
 
Saniyelik korkular
 
- Son zamanlarda korku ve gerilim kitaplarına olan ilgide ciddi bir artış söz konusu. Siz de bu alanın en çok okunan yazarlarından birisiniz. Bu ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Aslında hepimiz lunaparklardaki roller coaster’lar gibi bizi korkutan ama tehlikeye atmayan gerilimleri seviyoruz. Saniyelik korkulardan haz duyuyor ve başımıza kötü şeyler gelmesine yol açmayacak şeyleri seviyoruz. O yüzden de korku ve cinayet romanları seviliyor diye düşünüyorum. 
 
- Yakın zamanda çıkan ve beğendiğiniz bir korku/cinayet romanı var mı?
 
A.J. Finn’in ilk romanı ‘Penceredeki Kadın’ını (Pena Yayınları) okudum. Gerçekten klostrofobik bir korku/gerilim romanıydı ve gerek gizemli taraflarıyla gerekse başkarakterle beni büyüledi. 
 
‘Paranormal erotik roman’
 
* Şu sıralar üzerinde çalıştığınız bir kitap var mı?
 
Olmaz mı? Çok farklı bir kitap yazıyorum bu kez. Perili bir eve taşınan bir kadının hikâyesi bu. Ancak bu evin bir de özelliği var: Burada yaşayan bütün kadınlar bu evde ölmüş. Kitap, paranormal erotik bir roman olacak.