Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Troya’da sanat var

Troya’da sanat var

Troya’da sanat var17 Eylül 2022 - 09:09
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği Troya Kültür Yolu Festivali için Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, “Troya’nın Anadolu kenti olduğunu vurgulamak istiyoruz” diyor.
Seray Şahinler
 
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Beyoğlu ve Başkent Kültür Yolu Festivali tüm Türkiye’ye yayılıyor… Türkiye Kültür Yolu Festivalleri’nin ilk durağı Çanakkale. Dün başlayan Troya Kültür Yolu Festivali kapsamında 25 Eylül’e kadar 100’den fazla etkinlik gerçekleşecek. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Troya Kültür Yolu Festivali’ni Milliyet’e anlattı.
 
Çanakkale’de gerçekleşecek Troya Kültür Yolu Festivali’nde bu yıl neler görecek sanatseverler?
 
Çanakkale’de de sanatın her dalını kapsayan, çok geniş bir yelpazede bir festival düzenliyoruz. Hangi yaş grubundan olursanız olun ilginize, zevkinize göre mutlaka bir şeyler bulabileceğiniz içerikler oluşturmaya çalıştık. Festivalde, sergi, konser, söyleşi ve atölyelerden oluşan 100’den fazla etkinliği sanatseverlerle buluşturuyoruz. 40’tan fazla mekânda yapılacak etkinliklerde binden fazla sanatçı yer alacak. Festivalimiz “Troyalılar Geliyor” yürüyüşü ile başladı. Saat Kulesi’nden Kordon’daki Troya Atı’na kadar gerçekleştirilen olan yürüyüşe, Troya Antik Kenti yakınlarındaki köylüler geldi. Nesiller boyu aynı bölgede yaşayan köylüler, aslında bugünün Troyalılar’ı. Böylelikle Troya’nın aslında bir Anadolu kenti olduğunu vurgulamak istiyoruz. Festival süresince Anadolu Hamidiye Tabyaları Kilitbahir Kalesi, Kordon Troya Atı, Assos Antik Kenti, Parion Antik Kenti olmak üzere beş büyük Açıkhava sahnesi kuruyoruz. En büyük sahnemiz Anadolu Hamidiye Tabyaları’nın olduğu alanda olacak.  Burada festivalin ilk günü Anadolu Ateşi’nin Troya gösterisiyle yapıldı. Bugün de Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Murat Karahan ile İstanbul Devlet Opera ve Balesi solist sanatçısı Efe Kışlalı ile İzmir Devlet Opera ve Balesi solist sanatçısı Levent Gündüz’den oluşan “3 Tenor” Çanakkalelilerle buluşacak. Sonrasında Shantel, Berkay, Göksel, Yüksek Sadakat gibi isimlerle devam edeceğiz. Kilitbahir Kalesi de önemli sahnelerimizden biri olacak. Kalenin surlarının önüne bir sahne kuruyoruz. Deniz kenarında, kalenin muhteşem gölgesinde 57. Alay Senfonisi’ni çalacağız. Fahir Atakoğlu, Cihat Aşkın, Tuluyhan Uğurlu gibi klasik müziğin önemli isimleri ile “Keşanlı Ali Destanı” gibi önemli bir müzikali Kilitbahir Kalesi’nde izleme şansı bulacağız.
 
Düzenlenecek konserlerle antik kentlere de dikkat çekiyorsunuz...
 
Tabii ki Çanakkale’de olup da antik kentlere dikkat çekmemek olmaz. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak Çanakkale’de yürüttüğümüz 10 tane arkeolojik kazımız bulunuyor. Sadece Troya çok biliniyor ama Assos gibi Parion gibi başka şehirlerimiz de var. Şehir merkezindeki iki sahnemizde sevilen isimleri Çanakkaleliler ile buluşturuyoruz. Biri Troya Atı’nın olduğu Kordon’da. Burada her akşam 19:30’da gençleri sevdikleri sanatçılarla bir araya getiriyoruz. Aydilge, Dolapdere Bing Gang, Retrobüs, bir Roman orkestrası olan Bir Başkadır Çanakkale konserlerinde binlerce kişi eğlenecek. Kapalı mekânda yapılması gereken tiyatro ve operalarımız var. “Medea”, “Arda Boyları”, “Sersemler Evi” gibi oyunları Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ndeki (ÇOMÜ) İÇDAŞ Salonu’nda oynayacağız. Gelibolu’da Türkiye’nin en güzel mevlevihanelerinden bir tanesi var. Orada da tasavvuf konserleri ve sema mukabelesinin yanı sıra “Bizim Yunus” tiyatro oyunu sahnelenecek. Troya Atı Sahnesi önünde 18 Eylül’de çocuklar, çok sevdikleri Grup Rafadan’la buluşacak. Hafta içi de okullarıyla birlikte gelebilecekleri atölye çalışmaları yapıyoruz. Bir de kamyon tiyatromuz var. Merkeze gelemeyen çocukların ayağına biz tiyatroyu götürüyoruz. Ezine, Biga gibi ilçeleri dolaşacak olan kamyon tiyatrosunda çocuk oyunları oynayacak.
 
İstanbul ve Ankara’da başlayan Kültür Yolu’nu Türkiye’ye taşıma fikri nasıl doğdu?
 
İlk önce Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’ni geçen yıl 29 Ekim’de Atatürk Kültür Merkezi açılışıyla birlikte planladık. Festivalin ilk günü AKM açıldı ve şehre sanat anlamında yeni bir enerji geldi. Bu da çok beğenildi. Ardından Başkent Kültür Yolu Festivali’ni düzenlendik. Ulus’ta 4.7 km’lik tarihi alanda düzenlediğimiz ve Ankara’nın daha az ziyaret edilen müzelerini ve tarihsel mekânlarını ön plana çıkaran Başkent Kültür Yolu Festivali büyük ilgi gördü. Bunun üzerine festivalleri şehirlere yaymaya karar verdik. Konya’da yıllardır devam eden Mistik Müzik Festivali’ni büyüterek, içinde bir rota yarattık. Ardından bir doğudan bir batıdan iki şehri de kültür yollarına ekleyerek tüm Türkiye’yi kapsamaya çalışıyoruz. Çanakkale, çok sevilen, herkesin milli duygularını kabartan bir yer. Ayrıca doğası ve iklimiyle de çok keyifli ve çok ciddi bir potansiyele sahip. Bu nedenle öncelikle Çanakkale’yi ve doğudan da Diyarbakır’ı rotaya ekledik. Önümüzdeki yıl da Adana ve İzmir Kültür Yolu festivalleri eklenecek.
 
Troya Kültür Yolu programını hazırlarken neleri gözettiniz?
 
Çanakkale’de de sanatın her dalını kapsayan, çok geniş yelpazede bir festival düzenliyoruz. Şehirde yaşayanlar için hem de şehrin ziyaretçileri için bir aks yaratıp, bu aksın kültürel ve sanatsal mekânlarını ön plana çıkartmayı, bu kültürel sanatsal mekânlardan başlayan aktiviteleri de sokaklara taşıyarak insanların hiç beklemediği yerde de aslında sanatla karşılaşmasını sağlamayı hedefledik.