Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Sanatın 45 yılı

Sanatın 45 yılı

Sanatın 45 yılı06 Aralık 2017 - 12:12
10 Aralık’a dek Demirören İstiklal’de sürecek Milliyet Sanat Kitap Günleri kapsamında açılan Prof. Hüsamettin Koçan’ın düzenlediği ‘Her Zaman Sanat’ sergisi hem ziyaretçileri geçmişe götürüyor hem bugünün sanat olaylarını gösteriyor
FİSUN YALÇINKAYA
 
Türkiye’nin en köklü sanat dergisi Milliyet Sanat, 45. yılı şerefine 10 Aralık’a dek Demirören İstiklâl’de Social İstanbul’un içinde açılan ‘Her Zaman Sanat’ sergisiyle okurları ve ziyaretçileri ağırlıyor. Türkiye’nin en önemli sanatçılarından Baksı Müzesi'nin kurucusu Prof. Hüsamettin Koçan’ın düzenlediği sergi, derginin 45 yıllık geçmişine, öne çıkan haberlere ve kapaklara uzanıyor. Serginin giriş kısmında ziyaretçileri 29 Eylül 1972 tarihli kapak karşılıyor. ‘Sinema Sezonu Başladı’ başlıklı bu kapak 45 yıllık bir serüvenin ilk adımını oluşturuyor. 1972’den itibaren dergide arkeolojiden plastik sanatlara, tiyatrodan sinemaya, edebiyattan resimli romanlara pek çok konu kapak oluyor. Yan yana duran Âşık Veysel, Marlon Brando ve Picasso kapakları derginin kültürel yelpazesinin hakkında fikir veriyor. Bülent Ecevit'in ‘Boşluktaki Kuş’ adlı heykeli için şiir yazdığı, heykeltıraş Constantin Brancusi, Milliyet Sanat’ın 1975 tarihli kapağında ‘Ecevit’in Kaleminden Brancusi’ başlığıyla veriliyor. Türkiye’de kadın hakları, Tiziano resimleri ve akademinin gidişatı konu başlıkları arasında. 1986’da Barış Yılı’nı kutlayan dergi bu yıllarda kültür ve sanata yapılan baskılara karşı duruşuyla öne çıkıyor. Türkiye’nin tarihi de Milliyet Sanat üzerinden okunabiliyor. 12 Şubat 1979’da bu kez Abdi İpekçi’nin vurulması yer alıyor kapakta. 15 Aralık 1983’te ‘Geçmiş Olsun Aziz Nesin’ kapağıyla yayımlanan dergi, 15 Temmuz 1995 sayısında Aziz Nesin’i bu kez sonsuzluğa uğurlarken kapağına taşıyor. Serginin kapaklarının bittiği yerde ise önemli imzaların yazılarına ve röportajlara yer verilen konular sergilenmeye başlanıyor. Yıllar geçtikçe derginin boyutları ve konular elbette değişiyor ancak dergi geniş bir yelpazeden dünya ve Türkiye kültür sanatına ayna tutmayı sürdürüyor.
 
'Efsane yazarların yazıları'
 
Sergiyi gezen okurlar hem geçmişe yolculuk ediyor hem bugünün kültür sanat dünyasını görüyor. Müzik öğretmeni Vural Yıldırım “Bu sergi Milliyet Sanat’ın bir arşivi gibi düşünülebilir. Müziğin yanı sıra plastik sanatlarla da ilgili olduğum için birçok yazı dikkatimi çekti, hatta tekrar okumak için telefonumla da fotoğraflarını çektim” diyor. Yıldırım ayrıca derginin sürekliliğinin de önemine vurgu yapıyor: “Müzikle ilgili de süreli yayınlar var ama sanki adı üstünde 'süreli' gibi bir zaman sonra kapanıyor maalesef. Bu yüzden Türkiye’de dergicilik zaten bir handikap. Dergilerin ticari boyutları yoksa eğer uzun süreli olması birazcık zor gibi görülüyor. Bu nedenle de Milliyet Sanat’ın bu kadar uzun yıllar çıkması bir başarı. Tebrik ediyoruz.”
 
Bir dönem Milliyet Sanat’ta muhabirlik yapmış olan gazeteci ve iletişim yöneticisi Selin Sayar Tekkuş ise, “Bu sergiyi gezmek benim için çok heyecan verici çünkü Milliyet Sanat’ın tozunu yutmuş insanlardan biriyim. Kariyerimin temellerini Milliyet Sanat’ta atma şerefine nail oldum. Kimler gelmiş kimler geçmiş diyorum 45 senede. Tomris Uyar’ın yazılarını görüyorum. Cemal Süreya bir tarafta, bir tarafta Ferit Edgü, Erdal Öz… Fırsat bulsaydım keşke tek tek okuyabilseydim hepsini ama şimdilik gözüme kestirdiklerimi okuyabildim. Çok çok beğendim, hepimize referans olacak bir sergi. Bir katma değer Milliyet Sanat’tan geldi. Umarım ileriki yıllarda devamını yaparlar” diyerek sergiye dair duygularını anlatıyor. Üniversite öğrencisi Betül Başak sergi için, “Milliyet Sanat’ı tüm sanat dallarını önümüze seren bir dergi olduğu için beğeniyorum. Efsane yazarların eski yazıları olduğunu görmek çok hoşuma gitti. Edip Cansever’in, Cemal Süreya’nın eski yazıları var mesela” diyerek serginin ilgisini çeken yönlerine işaret ediyor. Ankara’dan henüz gelmiş olan bir ziyaretçi Simay Karaduman ise “Milliyet Sanat’ı biliyordum zaten, sergi de ilgimi çekti. Serginin görselleri çok başarılı, çok sevdim. Bu eski yayınlar şimdi bizleri yönlendiriyor” diyor. 
 
Tuğrul Eryılmaz.
 
"Ciddi bir sergi"
 
Milliyet Sanat dergisinin 2001 - 2008 yılları arasında yayın yönetmeni olarak görev yapmış Tuğrul Eryılmaz da Milliyet Sanat Kitap Günleri’ni gezdi ve Prof. Hüsamettin Koçan’ın hazırladığı Milliyet Sanat dergisinin 45 yıllık tarihini anlatan ‘Her Zaman Sanat’ sergisini ziyaret etti. “Milliyet Sanat benim için çok özel” diye sözlerine başlayan Eryılmaz şunları ekledi: “Öğrenciyken okumaya başladığın bir dergi, bazen çok seviyorsun bazen çok kızıyorsun. Ama bir türlü o ilişkin bitmiyor ve büyüyorsun, ‘adam oluyorsun’. Sonra bir bakıyorsun o severek, kızarak, överek ve beğenerek okuduğun derginin yayın yönetmeni olmuşsun. Çok kafa karıştırıcı bir taraftan da çünkü dergicilik çok tuhaf bir şey. Dergicilik yaparken bir ekol, aynı zamanda gazetecilik de yapmaya çalışır ama diğer bir ekol de güzel yazılar, güzel fotoğraflar peşindedir. Onun arasında kalıyorsun. Ben o zaman bildiğimi yaptım. Benim derdim hep, gençlerle çalışmak ve onlara bu dergiyi okutmak oldu. Bazı kapaklarımız için çok eleştirildik ama sonra içeriğe bakınca hiçbir şeyin değişmediğini gördü okurumuz. Milliyet Sanat hep çok görünür bir dergi oldu. Şimdi bu serginin de çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Sadece tek bir eleştirim var: Kapıdan içeri girince sergiye yöneliyorsunuz ve üç ayrı adamın olduğu kapaklar sizi karşılıyor. Picasso, Abdi İpekçi ve Orhan Pamuk. Ama kadınların olduğu kapakları sona saklamışsınız. (Sezen Aksu ve Füreya kapakları.) Tabii ki çok önemli adamlar bunlar, ama benim de böyle bir takıntım var. Ama bunun dışında çok güzel bir sergi, üniversite öğrencilerinin kesinlikle gelmesini öneriyorum. Çünkü çok özenle hazırlanmış bir arşiv sergi var burada. Kapakların ve dosya konularının envanterinin çıkarldıpı bir etkinlik, bir master tezi çıkar buradan; her şey önünde, hazır. Eksiklikler ve aksaklıklar vardır tabii ama bu bir bütün. Milliyet Sanat Kitap Günleri’ni de çok parlak bir fikir olarak görüyorum. Önemli yayınevleri ve kitapları var. Burası da çok özenle hazırlanmış ve yayıncılar bayağı ciddi indirimler yapmış. Herkes için bir şey var burada.”