Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Perde bu defa tiyatro pedagojisi için açılıyor

Perde bu defa tiyatro pedagojisi için açılıyor

Perde bu defa tiyatro pedagojisi için açılıyor31 Temmuz 2022 - 09:07
Tiyatronun en bâkir alanlarından biri tiyatro pedagojisi... Adı geçtiğinde genellikle çocuk tiyatrosu akla gelse de bununla sınırlı değil. Biz de tiyatro pedagoglarını ele aldık.

SEYHAN AKINCI

 

“Samanyolu’nu Bilir misiniz?” oyunu izleyenleri kendi yıldızlarına götürüyor, bilmeyenlere de yolu gösteriyor demişti Cem Davran geçtiğimiz hafta oyun üzerine yaptığımız söyleşide. Oyunun hazırlık döneminde de Almanya’daki tiyatro pedagogu ile çalıştıklarından söz etmişti. Onun tiyatro pedagojisinden bahsetmesi bize de yol gösterici oldu. Tam da oyunda yapmak istedikleri gibi. Sahi neydi bu tiyatro pedagojisi? Bir tiyatro pedagogu ne yapar? Türkiye’de çok ilgilenilmemiş bu alan hakkında yazar, oyuncu ve yönetmen kimliğiyle tiyatronun önemli isimlerinden Firuze Engin, “ebeveyn-çocuk tiyatrosu” kavramını yaratmış Wise Akademi’nin kurucusu yazar Vildan Güleç ve Atta Festival Kurucusu ve Sanat Direktörü Hakan Silahsızoğlu ile konuştuk.

 

Firuze Engin: “Çocuk ve gençlik tiyatrosuyla sınırlı değil”

*Tiyatro pedagojisi bizim tiyatromuz için mi yeni yoksa dünya tiyatrosu için de yeni bir kavramdan mı bahsediyoruz?

 

Çok yaygın biliniyor, dile getiriliyor olmasa da bu kavramın ülkemizde de çok yeni olduğu söylenemez. Özellikle yaratıcı drama alanında araştırma ve uygulamaların hızlanmaya başladığı ‘90’lı yıllardan bu yana, öncelikle çocuklar ve gençlerin bilişsel gelişimine katkı sunan bir yaklaşım olarak, bir öğrenme tekniği olarak, yanı sıra farklı meslek alanlarında insan etkileşiminde gelişimi artırma açısından kullanılabiliyor.

 

*Bir tiyatro pedagogunun tiyatroya, sahnelenecek oyuna katkıları nelerdir?

 

Tiyatro pedagogu, sahnelenecek olan eserin hedeflenen yaş veya sosyal sınıfa göre en rahat ve zevk alımlanabilir şekilde uygulanmasına yardımcı olur. Bir pedagogtan farkı tiyatronun gerek kuramsal gerekse pratik olarak sanatsal niteliklerine de hâkim bir kişi olması. Tiyatro pedagogu, yaratıcı drama alanında oyun yoluyla öğrenme açısından disiplinlerarası bir işlevi yürütürken yanı sıra sahnelenecek bir tiyatro oyununun hedef kitlesiyle doğru ve etkin iletişimi kurabilmesi açısından özel işlev görür. Özellikle çocuk ve gençlik tiyatrosu eserleri sahnelerken, hazırlık aşamasında ekip ile birlikte çalışan, uzmanlık alanı sadece pedagoji olmayan, aynı zamanda tiyatro sanatının kendine has niteliklerini de tanıyan, tiyatroda akademik veya saha geçmişi bulunan bir tiyatro pedagogunun varlığı eserin sanatsal niteliğini oldukça derinleştirir. Ancak tiyatro pedagogunun alanı elbette çocuk ve gençlik tiyatrosu ile sınırlı değil.

 

Vildan Güleç:“Katarsis duygulanımı yaratılmasına katkı sağlar”

*Tiyatro pedagojisi birçoğumuz için bâkir bir alan… Ne anlamalıyız bu kavramdan?

 

Ülkemizde dillendirilmesi son yıllarda artan bu kavramın Almanya’da Brecht ile başlayan ve çeşitli ülkelerde pratiklere dökülen yaklaşık yüz yıllık bir geçmişi var. 1929’da Brecht’in “Lehrstück” -dilimize “öğretici oyun” olarak çevrilen- kavramıyla ortaya çıkan ve yıllar içinde geliştirilen, bugün “tiyatro pedagojisi” dediğimiz alan yalnızca oyuncu performansını değil; öğrenme ve anlama deneyiminde oyunu kullanan tüm alanları kapsar. Wise Akademi olarak sahnelediğimiz tüm oyunlarımızın hazırlık sürecinde uzman psikologlarımız, yazar, yönetmen ve oyuncularla birlikte çalışıyor. Oyunun yazım sürecinde ele alınan alt metinlerde söylem analizi yapılıyor. Bu analiz yine ekip olarak ele alınıyor, tartışılıyor ve oyun metni son hâlini buluyor. Yönetmenimizle yaptığımız çalışmalar, oyunda katarsisi destekleyen sahnelerde, metnin bağlamıyla çocuğun gelişimsel süreçlerini desteleyecek şekilde bir dramaturji kurabilmeyi hedefliyor. Tabii böyle olunca sahnelen her oyun, birlikte deneyimleme alanına dönüşüyor; hem izleyicilerimizde hem bizde yeni farkındalık alanları açıyor.

 

*Bir tiyatro pedagogunun tiyatroya, sahnelenecek oyuna katkıları nelerdir?

 

Tiyatro pedagogu, oyun hangi amaçla sahneye konmuş olursa olsun, oyunun tüm unsurlarını kapsayacak şekilde empati duygusuyla sağaltım sağlayacak bir katarsis duygulanımı yaratılmasına katkı sağlar. Bununla birlikte yaptığımız pedagojik çalışmalarla, oyunlarımızda çocuğun yaş dönemi özelliklerine göre koruyucu-önleyici nitelikleri zengin tutarak, çocuğun gelişimini olumsuz etkileyebilecek durumlarla baş etmesini sağlamayı, yaratıcı ve eleştirel düşünmesini geliştirmeyi hedefliyoruz. Önemli bir ifade aracı olan sembolik oyunları dramaturjinin içerisine yerleştirerek çocuk ve yetişkinin “oyun ve dilde” aynı hizada olabilmesine rehberlik etmeye çalışıyoruz. Toplama baktığımızda oyundan alınacak hazzın, varılacak kıssadan hissenin sahne arkası, üstü ve ilerisinde tüm paydaşlarda doruk noktaya yaklaşmasında tiyatro pedagogunun önemli bir katkısı var. 

 

Hakan Silahsızoğlu: “Daha çok ilişkilendiği bir alana ihtiyaç var”

*Tiyatro pedagojisi kavramı bizim tiyatromuz için mi yeni yoksa dünya tiyatrosu için de yeni bir kavramdan mı bahsediyoruz?

 

Tiyatro pedagojisinden ülkemizde de yararlanılmaya başlamakla birlikte dünya tiyatrosunda pedagojiden yararlanan sanatçılar ve tiyatrolar öteden beri mevcut. Örneğin Kuzey Avrupa’daki ülkelerde tiyatro pedagojisi birçok ülkeye göre daha çok kullanılmakta.

Son beş yıldır Atta Festival’in birlikte çalıştığı İsveç Ulusal Çocuk Tiyatrosu “Unga Klara” öteden beri pedagoglarla çalışmakta. Stockholm’de oyun provalarına gittiğimizde pedagogların yönetmenle birlikte tüm yaratıcı sürecin içinde yer alarak oyunun metninden, rejisine ve tekniğine kadar katkılarını deneyimledik.

 

*Ülkemizde tiyatro pedagogu ile çalışan tiyatrolar var mı? Bizde nasıl bir tablo var?

 

Ülkemizde tiyatro pedagoglarıyla çalışan tiyatrolar olmakla birlikte oyunlarını bir dramaturg desteğiyle sahneye taşıyan birçok tiyatro bulunmakta. Çocuk tiyatrolarının pedagoglarla, pedagogların da çocuk tiyatrosuyla daha çok ilişkilendiği bir alana ihtiyaç var. 

 

Deliler sahnede!

 

DasDas’ın Turgut Özakman’ın “Deliler”ini yeniden sahneye uyarladığı “Deliler Bayramı” yazınızı şenlendirmeye geliyor. 1980’li yıllara gönderdiği mesajlarla dikkat çeken oyun, 10 Ağustos Çarşamba akşamı KüçükÇiftlik Park’ta!

 

Üçüncü tekil şahıs 

 

5 Ağustos Cuma günü bir çiftin “Baş Belası” hikâyesi, Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda sahneleniyor. Bakalım, Jülide ve Rauf’un hayatlarına bomba gibi düşen Hulusi, onlara neler yaşatacak?

 

Gelin vedalaşalım!

 

Tiyatroseverler, 4 Ağustos’ta Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde “Che’nin Vedası”nda buluşuyor. Vural Bingöl’ün hayat verdiği Ernesto Che Guevara’nın eşitlik ve özgürlük için verdiği mücadelesine tanıklık ederken bambaşka bir Che ile karşılaşacaksınız!