Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Hıfzı Topuz'a veda…

Hıfzı Topuz'a veda…

Hıfzı Topuz'a veda…28 Eylül 2023 - 02:09
26 Eylül’de 100 yaşında kaybettiğimiz gazeteci yazar, akademisyen Hıfzı Topuz, alkışlarla İstanbul Harbiye İBB Şehir Tiyatroları Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nden uğurlandı. Topuz için sahneye çıkan dostları, karanfillerle anılarla dolu bir saygı geçişinde bulundu. Törende, Topuz'un yaşamı boyu özel koleksiyonu ile ilgi duyduğu Afrika Sanatı Müzesi için de harekete geçileceği öğrenildi.
EVRİM ALTUĞ - Cumhuriyet ile yaşıt ödüllü gazeteci, yazar, eski Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) üyesi, iletişim bilimci ve akademisyen Hıfzı Topuz, 28 Eylül Perşembe günü saat 11:00’de İBB Şehir Tiyatroları Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde anısına düzenlenen özel bir törenle, karanfiller ve alkışlar ile son yolculuğuna uğurlandı. Sahnede, mezunu olup gönül verdiği Galatasaray renklerine ait çelenk eşliğinde alkışlanan Topuz, Harbiye'deki törenin ardından, İstanbul Teşvikiye Camii'nde öğle namazıyla birlikte kılınan cenaze namazı ile Feriköy Mezarlığı’na defnedildi. 
 
Harbiye’deki özel törene, Topuz’un Türk bayrağına sarılı naaşına gülümseyen yüzü eşliğinde “Hıfzı Topuz’la Yüzyıla Yolculuk” başlığını taşıyan projeksiyon gösterimi ve dostları ile meslektaşlarının kendisi hakkındaki duygusal konuşmaları imzasını attı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İBB Kültür ile Şehir Tiyatroları’nın yolladığı çelenkler ve Nâzım Hikmet’e ait “Kerem Gibi” şiiri dizeleriyle İlhan Gülek tarafından açılışı yapılan törenin ilk dakikalarında “Sayın Hıfzı Topuz, bizi hala karanlıkları aydınlatmaya, pusu, sisi dağıtmaya çağırıyor,” ifadelerine yer verildi. 
 
Topuz’un Cumhuriyet gazetesinde 28 Eylül’de çıkan mesaj yüklü vefat ilanına referans verilen konuşmada, “Biz, Hıfzı Topuz’u uğurladığımızda, onu Atatürk karşılıyor olacak,” denildi ve Topuz’un 10’ncu yılda Ankara’da Hipodrom’da çocukken ilk kez karşılaştığı Atatürk ile olan hatırasına göndermede bulunuldu. Törende ayrıca, aralarında askerler, yazarlar, basın mensupları ve tüm aydınların da yer bulduğu Cumhuriyet şehitleri adına bir dakikalık saygı duruşu yapılırken, etkinlik Topuz ile geçmiş bir röportajdan kesitlerin izlenmesi ile devam etti. Burada yine, Topuz’un 10’ncu yıl Cumhuriyet Bayramı kutlamaları ve diğer etkinliklerde Atatürk ile hatıralarına, yine kendi sözleriyle yer verildi. 
 
 
Törenin açılış konuşmasını yapan İlhan Gülek, konuşmasında boğuk bir ses ile “O bize yaşlanmamayı ve ölümsüz olmayı öğretti,” derken, yazar ve gazetecinin bir gün TGC, bir gün TYS'de oluşuna, her gün eylem ve söylemde olmasına değindi. “O bizim hafızamızdı,” diyen Gülek, Topuz’un Abidin Dino, Ahmed Arif ve Nâzım Hikmet gibi pek çok aydına yakınlığına da vurgu yaparak, “Çok uzun konuşmayın, çalışın,” düsturunun altını çizdi.
 
Törende bu konuşmaların ardından sahne alan Sn. Topuz’un eşi Ayşe Topuz ise, gözyaşlarına boğularak, özetle şu ifadeleri kullandı: “Hıfzı Bey ile yıllar su gibi aktı, geçti. Dayanmak çok zor, ama yanına gideceğim, tek tesellim bu. Yine el ele, diz dize…” Bunun ardından söz alan, Topuz’un yeğeni Füsun Topuz ise katılımcılarla özetle şu ifadeleri paylaştı: 
 
“Yalnız babam değil, arkadaşım, dostumdu. Beni aydınlatan o kadar güzel şeyler paylaştım ki… O bir aydındı, her tarafa ışık saçardı. Hayatını doya doya, istediği gibi yaşadı. Bununla teselli oluyorum.”
Topuz’un yeğeni Elif ile gazeteci dostu Nâzım Alpman’ın da sahne aldıkları uğurlama töreninde yer alan bir diğer isim de, TYS Başkanı ve Topuz’un yakın arkadaşı Adnan Özyalçıner oldu. Özyalçıner, Topuz’un naaşını saygıyla öpüp, karanfilini yerleştirdiği konuşmasında, özetle şu mesajları verdi:
“Bir gazeteci, yazarı yitirmekten çok, bir arkadaşımızı yitirmiş olmaktan dolayı açımız sonsuz. Araştırmacı gazeteci, biyografik romanlar yazarı Topuz, bir Cumhuriyet aydınlanmacısı idi ve bunun için yaşamı boyunca mücadele etti. Örgütlü mücadeleden yana olarak TGC’nin kurucularından oldu. Cumhuriyet ile yaşıt bir yazarımızdı. Romanlarıyla Cumhuriyetin kurulmasına vesile olan birçok yazarımız gibi, o da Cumhuriyet yaşamımızın en önemli tanıklarından oldu. Sevgili dostum Hıfzı, uğurlar olsun!”
 
 
 
Gazeteci yazar Topuz’un Harbiye’deki özel uğurlama töreni, Özyalçıner’in ardından dostu Hüsamettin Ünsal’ın konuşması ile sürdü. Ünsal, dostluklarının 1960’larda başladığına değinerek, trenle gittiği Fransa’da kendisiyle Paris’te karşılaşmalarını, Abidin Dino ve tüm sanatçılarla tanışıklıklarını aktardı. TRT haber merkezini organize ettiklerini söyleyen Ünsal, o esnada Topuz’un Türkiye radyolarına kattığı Dış Haber Servisi yorumlarının önemini vurguladı. Ardından, Topuz'un İsmail Cem ile TRT’nin yeniden yapılanmasındaki payını da dile getiren Ünsal, Hıfzı Bey ile çalışmanın ayrı bir zevk ve eğitim olduğunu belirtti. Topuz’un, Türkiye’de İLAD’ın kurulmasına olan katkısını da anlatan Ünsal, Hıfzı Topuz’un İletişim Bilimleri üzerine emeğinin de altını çizdi. Hıfzı Topuz’un iyi bir yaşam ustası olduğunu aktaran Ünsal, kendileri ile Cumhuriyet Meyhanesi Çarşamba buluşmalarına da atıfta bulunduklarını aktaran Ünsal ayrıca, Topuz’un 'insan gibi bir insan, adam gibi bir adam,' olduğunu da belirtti.
 
Topuz’un, İBB Şehir Tiyatroları’ndaki törende bunun ardından söz alan diğer dostu ise, Öner Arapoğlu oldu. “Büyük bir kültür adamı, devrimci ve kültür adamını uğurluyoruz,” diyen Arapoğlu, kendisinin yayın dünyasına katkılarının büyük olduğunu söyledi. “Hepimiz üzgünüz. Doluyuz. Kalbimizi susturamıyoruz.”
 
Törende bunun ardından, Topuz’un kitaplarında kendisiyle çok büyük emek harcamış genç asistanı, Meltem Sarıyar da söz aldı ve şunları vurguladı:
 
“O, romanlarında tarihi karakterlerin günlük yaşamının insani yönlerini anlatırdı. Benim için de Hıfzı Bey tarihi bir karakterdi. Onu çok özleyeceğim.”
 
Tören ayrıca, Topuz’la sürekli mesaisi bulunan dostu foto muhabir Kadir İncesu’nun anılarıyla devam etti. Kendisiyle en son evinde bir söyleşi yaptıklarını ifade eden, İncesu, “Her gördüğünüzde kucaklamak isterdiniz, yeri dolmayacak,” diye konuştu. Tören ayrıca, Topuz’un pek çok kitabına yer veren Remzi Kitabevi adına, yayıncı Ömer Erduran’ın anılarıyla sahne alması ile devam etti.
“Babamla hep, Cumhuriyet ile özdeşleşen dev yazarlarla anılarını anlatırlardı ve onlar bana mitolojik figürler gibi gelirlerdi. Ben yayınevinde çalışmaya başlayınca böyle isimlerle tanışma fırsatı buldum. Bunlardan biri de, Hıfzı Bey idi. Benim için, bir yazardan çok bir ağabey idi. Engin birikimine karşılık çok alçakgönüllü, tarihi herkese sevdiren bir yazardı. Küçük ilkokul çocukları gelip de ona kitaplarını imzalatırdı. Yayınevi olarak, onun sesini kitaplarında devam ettirmeyi bir görev biliyoruz.”
 
Törenin son dakikalarında ise, Topuz’un aile dostu, sosyolog ve Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Prof. Dr. Emre Kongar sahneye çıktı. Kongar, konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı:
“Ben ölümü sevmiyorum. Hıfzı’yı seviyorum. Keşke o ölmeseydi de, ölüm olmasaydı da, onun değerini yaşarken yazdıklarımızla, dostluklarımızla onu yüceltebilseydik. Ve o yüceltmeleri keşke yaşarken tatsaydı. Aslında o bunları tattı. Bir insan ömrü için uzun yaşadı. Çok başarılı yaşadı. Çok sevilerek yaşadı. Hıfzı ile benim dostluğum, 100 yıllık bir dostluk. Babam 1900 doğumlu. Hıfzı, benim amcamın, Kartal’dan arkadaşı. 'Gülümseyen Anılar-Eski Dostlar' kitabında amcamı, babamı ve kendi babası Rahmi Bey’i ve benimle dostluğunu da anlatır. 
 
Eğer kendimi tutabileceğimden emin olsaydım, bu konuşmama şu sözlerle başlayacaktım: Hıfzı bir mücadele ve kavga adamıydı, bir sevgi insanıydı. İnsanlığı severdi. Ülkesini severdi. Mesleğini severdi, ve insanlık için, ülkesi ve mesleği için savaşır ve kavga ederdi. Çünkü onları çok severdi. O, bütün ömrü boyunca bir sevginin kavgası ve mücadelesini yaptı. Örgütçü ve devrimciydi. Her devrimci gibi örgütçüydü. Her örgütçü gibi, eğitimciydi. Devrimcilik, örgütçülük ve eğitimcilik, Hıfzı’nın kişiliğinde, gazeteciliği ile bütünleşmişti. O, insanlığın gerçeğe ulaşma hakkı, ifade özgürlüğü için, sadece ülkesindekiler değil, bütün dünyada yaşayanlar için bu hakların verilmesine bütün ömrünce çalıştı. UNESCO’da yıllarca bu iş için çalıştı. Haber tekellerine, ajanslarının tekellerine, kapitalist, emperyalist dünyanın, haber ajansları aracılığıyla gerçeği saptırmasına ömrünün sonuna kadar karşı çıktı. O, öyle tatlı su devrimcilerinden, tatlı su aydınlarından değildi. O, cephede çalışan bir arkadaştı. Onun kitapları da, yazıları da onu ölümsüzleştiriyor.”
 
Bunun ardından, saygı geçişi ile sonlanan törende son konuşmayı ise, Hıfzı Topuz'un oğlu Kerem Topuz yaptı:
 
"Hazırlanmadım, aklıma gelenleri söyleyeyim diye düşündüm. 1958, üç yaşındayım, Annemle Paris’e geliyoruz. Babam UNESCO’daki görevine başlıyor. Orada babamın çevresi: Abidin Dino, Melih Cevdet, Çetin Altan, Yaşar Kemal, Nâzım Hikmet, unuttuğum daha onlarca isim. Sanatçı, yaratıcı, düşünür, çizerler. Yine babamın çok yakın bir arkadaşı, çok sevdiği Ferruh Doğan.. Umarım buluşurlar.
 
Onun bana kötülüğü ne oldu, üç dört yaşından itibaren, o insanları tanıya, tanıyan herkesi yaratıcı, sanatçı sandım, öyle olmadıklarını gördüm. 
 
Arkasından ne demeli? Babam bir yaşar, on yaşardı. Akşam Gazetesi, arkasından Strasbourg, Doktora… Özgeçmişini ayrıntılandırmayacağım tabii ki. TRT, UNESCO deneyimi, İLAD deneyimleri. 
Özellikle ‘Kara Afrika’da o Batılı haber tekellerini yıkmak için çok çalıştı. Bu sırada da çok düşman kazandı. Yazarlığında da çok başarılıydı. Kitap fuarlarında, imza günlerinde sırada bekleyen okurlarını da çok sever, onlara bayılırdı. Sıra bekleyen ilkokul öğrencilerinin, o kız ve erkek çocuklarının onu beğendiğini görünce, yüzünde, her tarafına yayılan o mutluluğun tarifi çok zor. Tabii ‘Kara Afrika Sanatları’na olan ilgisi ve o çok güzel koleksiyonu.. Bazen gidip müzayedelerden maskeler satın alıyorduk… Yine Fransız ‘Chanson'larına olan merakı aklıma geliyor.
 
Son olarak ne diyebilirim? Işıklar, ışıklar sarsın babamı. Yeni ışıklar yansın bütün Türkiye de. Ve karanlıklar, inşallah… Tabii her akşam karanlık olması iyi de, her sabah, her öğle, her akşam karanlık olması çekilir bir şey değil. Işıklar sarsın Türkiye’yi. İyi ki vardın baba, iyi ki var olmaya devam edeceksin.”
 
Tören kapanışında ayrıca, yine İlhan Gülek tarafından, Topuz’un yaklaşık 10 yıllık hayalindeki “Kara Afrika Müzesi”nin yapılabilmesi için de harekete geçileceği bildirildi. 
 
Hıfzı Topuz kimdir?  
 
Gazeteci yazar, öğretim görevlisi, STK yöneticisi (D. 25 Ocak 1923, İstanbul – Ö. 26 Eylül 2023, İstanbul).Tam adı Mustafa Hıfzı Topuz’dur. Topuzoğlu imzasını da kullandı. Galatasaray Lisesi (1942), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Strasbourg Üniversitesinde devletler hukuku ve gazetecilik alanlarında yüksek lisansını (1957-59), aynı kentin Hukuk Fakültesinde “Türk Basınında Haberleşme” konulu tezini tamamlayarak doktorasını (1960) verdi 1947-58 yılları arasında Akşam gazetesinde önce istihbarat şefi, sonra dış politika yazarı, daha sonra yazı işleri müdürü olarak çalıştı. 1974-75 yıllarında TRT’de radyolardan sorumlu genel müdür yardımcılığı görevinde bulundu Paris’te UNESCO genel merkezinde Özgür Haber Dolaşımı şefi olarak çalıştı (1959-83). Uluslararası gazetecilik meslek örgütleri arasında işbirliği, basın ahlâkı, gazetecilik eğitimi ve gazetecilerin korunması projelerini yönetti. Afrika ülkelerinde, Hindistan’da, Filipinler’de gazetecilik eğitimi seminerleri düzenledi. Kara Afrika’da kırsal basın projesini oluşturdu. İstanbul Gazeteciler Sendikası (kurucu, bir süre başkan) İletişim Araştırmaları Derneği İLAD (kurucu, bir süre başkan) üyesi oldu. Vatan, Öncü, Millet, Cumhuriyet, Milliyet Sanat gazete ve dergilerinde yazı ve röportajları yayımlandı. ANKA Ajansında danışmanlık görevi yanı sıra, İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu ile Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde öğretim üyesi olarak çalıştı. 1993'te BRT İstanbul Radyo ve Televizyon Genel Yayın Koordinatörlüğü yaptı. 1986'da İletişim Araştırmaları Derneği'ni (İLAD) kurdu. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu'nda iletişim Komitesi Başkanlığında bulundu. 1997'de İzmir'de Birinci Ulusal Kültür Kongresini, 1998'de de İstanbul'da Kültür Politikaları Sempozyumu'nu düzenledi. Topuz çeşitli konularda 51 kitap yayınladı.
 
 
Etiketler: hıfzı topuz  gazeteci  yazar