Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » "Ben samimi olanın peşindeyim"

"Ben samimi olanın peşindeyim"

"Ben samimi olanın peşindeyim"12 Aralık 2018 - 04:12
23 Aralık'ta Şeb-i Arus'un 745. yılında Sır, Volkswagen Arena'da izleyiciyle buluşacak. Projenin sunucusu Yetkin Dikinciler ve sanat yönetmeni Uğur Işık ile proje üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik

İhsan Dindar - İstanbul

Sır projesine nasıl dahil oldunuz?

Yekin Dikinciler: Sevgili Uğur Işık ve Arzu Haksun bir buluşma talep ettiler,memnuniyetle güzel sohbet eşliğinde bu projelerinden bahsettiler. Daha önceden yapılan kendilerinin çok iyi bildiği benimse dahil olmaktan mutlu olucağımı söylediğim bir proje oldu daha ilk adımda. Çünkü ben zaten gösteri dünyasında yer alan bir aktörüm yani oyuncuyum sahne üzerindeyim. Burada benim bu projeye dahil olmamı en çok etkileyen konu bunun bir gösteri olmaktan öte bir buluşma olması. Daha da deyim yerindeyse bir paylaşım buluşması olması. Ve bütün orda o gece varolacak herkesle özellikle uygulayıcılarla yani biz “sahnede olan tarafın” Mevlana’yla buluşacak olması, Rumi’nin sözleriyle, duygusuyla aşkıyla buluşacak olması ötesinde tabiki o gün orada bunu paylaşmaya gelenlerin o buluşmayı yaşayacak olması yani hep beraber bir terapi gibi bir meditasyon gibi bir anı paylaşacak olmamız. Çünkü anları kaçırıyoruz bu yaşam telaşında ben kendime bu anı yaşatmak istediğim için kabul ettim bu projeyi.

 

 

Daha önce mevlana ile ilgili bir projede yer aldınız mı?

Yetkin Dikinciler: Vallahi bu topraklarda yaşayıp da Mevlana ile ilgili bir projede herhalde okul yıllarından beri yer almamış olanlar var mıdır bilmiyorum? Varsa da kaçırmışlardır. İyi ya da kötü örneğin ben Nazım Hikmet oynadığımda aynı soru soruldu bana. Daha önce Nazım Hikmet’le buluşmanız oldu mu? Bu memleketin bu toprağın bu coğrafyanın değerlerinden biri. Ona değinmemek ondan esinlenmemek mümkün değil. Aynı şekilde Rumi’den de esinlenmemek mümkün değil. Bundan yıllar önce bir neyzen arkadaşımızın bir projesi vardı. The Legacy diye bir proje yapmıştı. Orada da daha disiplinler arası bir buluşma vardı. Sahne üzerinde yer aldım orada da ama diyebilirim ki 5 - 6 yılı var bu işin de. Ama ilk defa bu kapsamda, bu içerikte bu sadelikte bir Mevlana işinde yer alıyorum.

 

 

Sır, size neler hissettirdi?

Yetkin Dikinciler: Henüz vakıf olamadık çünkü o paylaşımı henüz yaşayamadık, tamamına ermedik. O gece birlikte ediceğiz 23 Aralık’ta. Ama provalarında ki bence bu işlerin asıl güzel tarafı da provalar. Yani seyircisiz, dinleyicisiz kendi içinize dönebildiğiniz taraflar. Sır’rın sihirli noktası bana göre zaten gösterilik seyirlik bir şey olmadan kendi içinize dönüp bakabilmeniz. İşin sırrı da burada diye düşünüyorum. Bunu hissettim, içime döndüğümü hissettim benim için en güzel tarafı bu.

 

 

Önemli tarihsel figürleri canlandırmış biri olarak seçeceğiniz rolde nelere dikkat ediyorsunuz?

Yetkin Dikinciler: Bir oyuncu olarak mutlaka dişe dokunur bir şey olmasına dikkat ediyorum. Ama herkesin dişine göre olmayabilir tabii ki. Bazen çoğu insanın ıskaladığı, beğenmediği işler de yapıyor olabilirim. Hatta ve hata atıyorum gişesi başarısız bir sinema filmi, kötü bir televizyon projesi ya da seyircisi az bir tiyatro oyunu sahnelemiş olabilir bir oyuncu. Ama bu onun yanlış tercih yaptığını göstermez. İlla çok olanın olduğu yer değildir doğru olan, samimi olan. Ben samimi olanın peşindeyim. Hangisi daha çok seyirci yapar, hangisi daha çok kitlelere ulaşır diye düşünmüyorum. Her seferinde kendime ulaşmaya çalışıyorum. Benim dişime dokunsun istiyorum. Çünkü benim arzularım var. Hayata dair benim hayallerim, isteklerim var. insanın yarınına dair, insana dokunan işler yapmak istiyorum. Öyle projelerde yer almak istiyorum.

 

 

Sır projesine nasıl başladınız?

Uğur Işık: Her müzisyenin yapması gereken şey önce kendi dini müziklerini bilmesidir. Dini müziklerimizi incelerken oluşan 47 yıllık profesyonel müzik hayatında çok etkilenip bunları her türlü yaşantımın içine sokmaya gayret ediyorum. Dini müzik, müziğimizin de temeli, bizim de temelimiz. Onu bilmeden hiçbir şekilde müzik yapmamız mümkün değil bana göre. Sır projesi dini müziklerle Mevla’nın, Mevlana dediğimiz zaman herkesin zannettiği Mevlana değil de sözleri tokat gibi yüzümüzde patlayan bir Mevlana var, gerçek Mevlana. Bizi, bize anlatan ne kadar kendi yarattığımız dünyanın içinde ellerimizle yarattığımız dünyanın içinde kendi ruhumuzdan koptuğumuzu ve ne kadar uyduruk yaşadığımızı anlatan bir Mevlana var. Ruhumuzun yolunu gösteren bir Mevlana var. Bu yolda kendi aşkı bulmuş Allah’ı bulmuş. onun bulduğunu onun gördüğünü bizim görmemiz değil anlamamız bile mümkün değil. Ancak onun dediği tarif ettiği yolda ruhumuzun içinde bir gezintiye çıkabiliyoruz. O yola uzaktan bakabiliyoruz. Çünkü onun gördüğü şeylerin birazını görsen delirirsin. Mevlana da aşkı böyle tarif ediyor zaten. Aşk bir delilik diye. Müthiş bir yol dünyada da birçok insan Türkiye’nin yerini bilmez iken Mevlana’yı ve fikirlerini bilir, takip eder. Bizim ülkemizde Mevlana’yı gerçekten ne kadar insan biliyor bilmiyorum. Ama bu dini birikim ve Mevlana’yı biraz anlamaya çalışmak Sır projesinin içini oluşturdu.

 

 

Daha önce de bu proje sahneye taşındı. Projede her sahnelendiğinde değişen şeyler oluyor mu?

Uğur Işık: Proje sahnede oluşuyor zaten, bu projenin sırrıda bu. Sırrının bir tüyosu yada bizim bildğimiz bir şey yok. Sadece yaptığımız şey sahnede gerçekten samimi olmak gerçekten yaşamak, gerçekten hissetmek. Provalarımızda bunun üzerine zaten. Sırrın ikinci bir sırrı bunu yaparken okuduğumuz Mevlana biz okuyup anladığımız Mevlana değil de şimdi Yetkin Dikinci’lerden dinlediğimiz zaman başka bir anlama giriyor dinlediklerimiz. Biz başka türlü etkileniyoruz oz aman. Her okuduğumuzda her dinlediğimizde başka bir anlam, başka bir şey daha keşfedebiliyoruz. Bu da bizim daha mutlu olmamızı, daha tatmin olmamızı, daha çok hissetmemizi, daha çok insan olmamızı sağlıyor. Sır da sahnede oluşuyor. Bunu yaşadığımızı samimi olarak insanlar görüyorlar ama biz ne yaşıyorsak seyirci de onu yaşıyor. Bunun özelliği bu. Müzik yapmıyoruz. Karşıya bir şey beğendirmeye çalışmıyoruz. Kendimiz bir şey yaşamaya çalışıyoruz. Bunu hep beraber yaşıyoruz ve her seferinde değişiyoruz. Sahnede değişiyoruz. Hayatta değişiyoruz. Konser bitince seyirciler de bizler de başka bir insan olarak çıkıp tekrar kirlenmek üzere normal elimizle yarattığımız hayata dönüyoruz.

 

 

Kimlerle çalışacağınıza nasıl karar verdiniz?

Uğur Işık: Çalışacağımız insanların samimi olması çok önemli. Çok iyi sanatçı olup çok iyi hazmetmesi çok önemli. Egosunun olmaması önemli çünkü sahnede en kötü duran şey egodur. Bunu saklayamazsınız. Egonuz varsa ne yaparsanız yapın tiyatrocu da olsanız, film artisti de olsanız, müzisyen de olsanız egonuzu saklayamazsınız. Egosu olmayan gerçek insanlardan kalbi olan, ruhu olan insanlara isteklerimizi yöneltiyoruz. Onların bizi etkilemesi için ortak müzikle beraber onlarla ruh birleşimi yapabileceğimiz insanları seçiyoruz. Bu seçme de değil sunuyoruz biz. Eğer bir ruh birliğimiz oluyorsa zaten karşılıklı yeni bir yolculuğa çıkıyoruz. Yetkin Bey’le de müthiş bir elektrik yakaladık. İnşallah devamı da gelir. Çok güzel şeyler aşılanıyor bize ve çok mutluyuz. 

 

ihsan.dindar@milliyet.com.tr

http://instagram.com/ihsandinovski