Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Arzu ile gerçeklik arasında

Arzu ile gerçeklik arasında

Arzu ile gerçeklik arasında06 Kasım 2022 - 12:11
İnci Eviner’in Dirimart’ta açılan ilk sergisi “Huriler ve Yolcular” kadın bedeni üzerindeki çatışmalara ve dünyanın ‘bir yerden bir yere gidişine’ dair bir sorgulama.
Seray Şahinler- İranlı 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin kıyafet kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alınıp gördüğü şiddet sonrası hayatını kaybetmesi, ‘kadın bedeni’ sorunsalının geldiği son nokta. 13 Eylül’de Tahran’da başlayan protestolar beden-politika ilişkisi üzerine çıkan seslerin dünyada daha gür duyulmasını sağlıyor.
 
İşte böyle bir gündemin ortasında, zihinler bu soruların çıkmazında debelenirken yardımımıza İnci Eviner’in Dirimar’ta açılan ilk sergisi “Huriler ve Yolcular” yetişiyor. Daha çok düşünmek, daha çok sorgulamak için… (Dirimart geçtiğimiz nisan ayında İnci Eviner’in temsiliyetini duyurmuştu hatırlarsanız.) İnci Eviner, bilindiği üzere işlerinde bedeni bir özgürleşme alanı olmanın yanı sıra, bir araştırma alanı olarak ele alıyor. Beden politikalarının nasıl işlediğinin ve üzerimizdeki görünmez etkilerinin izlerini sürüyor. “Huriler ve Yolcular” hem bu çatışmanın hem dünyanın ‘bir yerden bir yere gidişinin’ sorgulaması.
 
Sonsuz bir döngü
 
Sanatçının 2018’de Liverpool Bienali’nde sergilenen iki kanallı video yerleştirmesi “Cenneti Sahnelemek”, Türkiye’deki izleyiciyle ilk kez bu sergide buluşuyor. Eviner, izledikçe kaybolacağınız bu videoda, günlük kadın olma alışkanlıkları ve jestleri üzerine düşünüyor. “Cenneti Sahnelemek” çeşitli inanç sistemlerinin kadınlara giydirdiği rollerle ve onlara atfettiği kimlikle; arzu, fantezi ve gerçeklik arasında kalmış olan bir grup kadının temsiliyeti.
“Cenneti Sahnelemek” katmanlı bir iş. Şehrin ‘üst katmanına’ panoramik bir bakış sunuyor önce sanatçı. Eviner’in Hasköy’deki stüdyosundan İstanbul’un 24 saatlik akışının bir yansıması bu. Diğer katmanda ise yer altına mahkûm edilmiş, arzu ve gerçeklik arasında debelenen kadınları görüyoruz. Kadınların arzuları, sıkışmışlıkları arasında sürekli hareket eden, savaşan, çarpışan, bedeniyle, çevresiyle ve yaşadığı kentle bitmeyen mücadelesi bu. Bu kısırdöngünün içindeki kadınlar farklı jestlerle üzerlerine giydirilenleri ve kendilerine atfedilen kimlikleri çıkarmaya çalışıyorlar. Ve mücadeleyi yer altında sonsuz bir zaman içinde sürdürmeye devam ediyorlar. Hurilerin çağrıştırdığı ‘şuh’ imgenin bu mücadeledeki yerini de vurgulayalım. Videoya eşlik eden sesler (Zaman zaman coğrafi uzama işaret eden darbuka sesi, bir tiradı ya da bir sopranonun aryasını çağrıştıran sesler gibi) de bu ‘belirsizlikten’, ‘kaostan’ nasibini alıyor. Yer yer flulaşan, zihni bulandıran imgeler tuhaf seslerle birbirini tamamlıyor. Bu videonun başlangıcı veya bitişi yok. Elimizde kalan ‘sonsuz bir döngü’.
 
Hayat bitmeyen bir yol
 
Serginin 2022 tarihli “Yolcular” adlı yerleştirmesi mitolojik karakterleri andıran yarı insan yarı hayvandan oluşan bir ‘yürüyüş’. Domuz ve Sümer aslanının karışımıyla ortaya çıkan iki figür bu ‘kervan’a öncülük ediyor. Bir yere gidiyorlar belli ki… “Yolcular” adından da anlaşıldığı üzere bir yolculuk öyküsü. Fakat bu yolculuk tıpkı “Cenneti Sahnelemek”te olduğu gibi insanlığın yine çağlar boyunca bitmeyen ‘göçüne’ referans veriyor. Oturan bir kertenkele insan, kuyruğu oluşan bir kadın, sanatçının tırnak izleriyle müdahale ettiği uzuvlar... “Yolcular” kadınlık ve erkeklik kavramlarının hangi doğal şartlarda örtüştüğünü de tartışan bir iş. İnsan, doğa ve kültür arasındaki tartışmaların bu formları ortaya çıkardığını söylüyor sanatçı. Biçimsel olarak benzerlikler taşıyan ‘Yolcular’ Eviner tarafından bütün bir enstalasyon olarak düşünülmüş. Eviner ilk kez seramik çalıştığını da belirtiyor.
‘İçimdeki neşeyi kaybetmek istemiyorum’
 
İnci Eviner: “İşlerimde neşe var. Bunu kaybetmek istemiyorum. Aşırı bir dramatik ya da politically correct (politik doğruculuk) değil bu. Önemli olan bütün söylenceler, baskılar günlük hayatımızı nasıl etkiliyor? Yaşama potansiyelimizi nasıl dönüştürüyor? Biz bunların altında nasıl kalıyoruz ya da nasıl bir yerden çıkış yolu arıyoruz? Beni ilgilendiren bu.”